İzmir’in Kınık ilçesindeki Polyak Eynez Güç Üretim Madencilik’e ilişkin kömür ocağında dün akşam saatlerinde patlama ve göçük meydana geldi. Göçükte 45 maden çalışanı yaralandı. DİSK İdare Heyeti ismine DİSK Eğitim ve Personel Sıhhati İş Güvenliği Daire Lideri Seyit Aslan yaptığı açıklamada, uzun vakittir ülkenin yaşadığı personel sıhhati ve iş güvenliği sıkıntılarının neredeyse unutturulma noktasına getirildiğine dikkat çekti.
13 Mayıs 2014 tarihinde 301 personelin öldüğü Manisa’nın Soma ilçesinde en büyük maden vahşetinin yaşandığını hatırlatan Aslan, bölümde teminatsız ve taşeron münasebetlerinin hakim olduğunu, kuralsız çalışma ve üretim zorlamasının yeni facialara davet çıkardığını vurguladı.
‘AK PARTİ DEVRİNDE 1890 MADEN ÇALIŞANI ÖLDÜ’
İSİG Meclisi datalarına nazaran AK Parti iktidarı periyodunda 1890 maden çalışanının maden facialarında öldüğünü söyleyen Aslan, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu faciaların yaşandığı madenlerde rödovans taşeronlaştırma ve kuralsız çalışmanın temel üretim biçimi olması asla tesadüf değildir. Özel dal madenciliğinde ise çalışma ortam ve şartları her yanıyla makus durumdadır.
Sonuçların en trajik örnekleri toplumda ağır travmalar yaratırken siyasal iktidarın vurdum duymazlığı ve nedenlerini fıtrata, yazgıya, emekçinin yetersizliğine bağlama yaklaşımı bütün bu kanlı süreçleri örtmeye dönük siyasetler olmuştur.
KONTROLLER YETERSİZ
İdari ve hukukî kontrollerin yetersizliğinden yürek alan sermaye için, mesleksel eğitim ve birikim değer olmadığı üzere, iş sıhhati ve güvenliği uygulamalarınıda büsbütün bir maliyet kalemi olarak görülmektedir ve/veya göstermelik olarak düzenlenmektedir. Maden sermayesi azamî karı elde etmek için en süratli en acımasız üretim süreçlerini yaşama geçirme konusunda hiç tereddüt etmemektedirler.
Madenlerde ya sendikal örgütlenme kelam konusu olmamakta ya da göstermelik varlıklarıyla tesiri ve kapsamı daraltılmış haldedir.
İş sıhhati ve güvenliği mevzuatının piyasa gerekleri çerçevesinde düzenlenmesi devam etmektedir. Madencilik uygulamalarına dönük mevzuatta yapılan değişiklikler toplumsal fayda gözeten “insan onuruna yakışır iş” anlayışı temelinde ve iş sıhhati ve güvenliği alanına dönük olarak ele alınmamaktadır.
İktidarın toplumsal hayatta yarattığı ağır meseleler ülkeyi ağır ağır öldürürken, birinci evvel personeller bu ölümlerden nasibini alıyor.
Çalışma Bakanlığının kendi içine yaşadığı dağınıklık bir yana zati yetersiz olan kontrol düzeneğinin çok daha fonksiyonsuz hale getirilmesi, sermayenin çalışanlar üzerinde acımasız baskı ve uygulamalarını rahatça yaşama geçirmesinin önünü açmakta ve kural haline getirmektedir.
BAĞIMSIZ KOMİTE OLUŞTURULMALI
Çalışma Bakanlığının Personel Sıhhati ve İş Güvenliği alanında yaşanan bu ölümcül olabilecek aksiliklerin karşısında kurumsal yapısını güçlendirmesini ve yapması gereken kontrol ve yaptırımları bir an evvel yaşama geçirmesini talep ediyoruz.
Ayrıyeten yaşanan patlamayla ilgili bağımsız bir kurul tarafından inceleme yapılması ve incelemenin kamuoyuna açıklanması, madencilik dalında gelecekte yaşanabilecek aksiliklere pürüz olmada önemli katkı sağlayabilecektir.” (EKONOMİ SERVİSİ)
Kaynak: Gazeteduvar
