Cihan Başakçıoğlu
İZMİR – Eylül ayında üniversitelerin açılması ile birlikte ülke genelinde öğrenciler tarafından başlatılan “Barınamıyoruz” hareketleri kapsamında İzmir’de de bir çok üniversiteli yaşadıkları barınma sorunu nedeniyle hareket ve aktiflik düzenlemişti. 27 Eylül günü ise Buca Hasanağa Parkı’nda “Barınamıyoruz” aksiyonu yaparak parkta sabahlayan öğrencilere yönelik polis müdahalesi sonucu yaklaşık 30 öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencilere “2911 sayılı Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” cürmünden süreç yapıldı.
GÖZALTINA ALINDIĞI TARİHTE ÜNİVERSİTEYE KAYDI TAMAMLANMAMIŞTI
Yaşanan olaydan dört ay sonra Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ise enteresan bir uygulamaya imza attı. 27 Eylül günü gözaltına alınan öğrencilerden Elif Yerlikaya hakkında üniversite idaresi tarafından soruşturma açıldı. Yerlikaya’ya soruşturma konusu ile ilgili uzun mühlet bilgi verilmedi. 24 Ocak günü tabire çağırılan Yerlikaya, soruşturmanın 27 Eylül günü Buca’da “Barınamıyoruz” aksiyonunda gözaltına alınması nedeniyle açıldığını öğrendi. Yerlikaya’nın gözaltına alındığı tarihte şimdi kaydını tamamlamadığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi olmadığı ortaya çıktı.
Elif Yerlikaya ‘AYLAR SONRA SORUŞTURMA AÇILDI’
Yerlikaya, okulda tahsil görmeye başladıktan sonra aylar evvel yaşanan gözaltı süreci nedeniyle hakkında soruşturma açıldığını tabir etti. Yerlikaya, “Eve kağıt göndermişler. Ben gidip öğrenci işlerine sordum. Öğrenci işleri öbür bir yere yönlendirdi. Sonra hocaları aradılar. ‘Elif’e bilgi vermeyeceğiz, geldiği gün öğrenecek’ dediler. Ne olduğuna dair haberim yoktu. 27 Eylül’de ‘barınamıyoruz’ dediğimiz için Buca’da Hasanağa Parkı’nda gözaltına alınmıştık. Bunun için hakkımda soruşturma açılmış. Bu yüzden çağırdılar. Rastgele bir münasebet sunmuyorlar” dedi.
‘EYLEME KATILDIN MI? DÖVİZ TUTTUN MU?’ ÜZERE SORULAR SORDULAR’
24 Ocak günü tabir verdiğini söyleyen Yerlikaya, tabir tutanağının talep etmesine karşın kendisine verilmediğini de belirtti. Yerlikaya söz esnasında kendisine yöneltilen soruları ise şöyle anlattı:
“İfade esnasında ‘Barınamıyoruz’ hareketlerine katılıp katılmadığımı sordular. Orada faal miydiniz yoksa izliyor muydunuz? Döviz tuttunuz mu? üzere sorular yönelttiler. Hareket sürecinde Dokuz Eylül Üniversitesi’nde çalışan rektör, öğretim üyesi üzere çalışanlara hakaret edip etmediğimi sordular. Kimseye hakaret etmediğimi ve bunun bir barınamama aksiyonu olduğunu söyledim. Benden diğerine soruşturma açılıp açılmadığını da bilmiyorum. Bu bahiste da rastgele bir bilgi vermediler”
‘HENÜZ DAVA BİLE AÇILMADI’
Soruşturmaya husus olan gözaltı sürecinin yaşandığı tarihte Dokuz Eylül Üniversitesi’nin resmi olarak öğrencisi olmadığını söyleyen Yerlikaya, söz verirken de o periyot şimdi kaydını tamamlamadığını ve okulun öğrencisi olmadığını lisana getirdiğini belirtti. Olaya ait hakkında açılan bir dava bulunmamasına ve ceza almamasına karşın üniversitenin soruşturma açması karşısında şaşkınlığını lisana getirdi. Yerlikaya, şunları söyledi:
“Gözaltına alındığım tarihte Dokuz Eylül Üniversitesi’nde resmi kaydım bulunmuyordu. İnternet üzerinden ön kayıt yaptırmıştım. Haksız hukuksuz bir soruşturmadır. O periyot bir barınamama sorunu çok ortadaydı. Bu sorun herkesin, tüm kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Ben de demokratik, anayasal hakkımı kullanarak niyet ve söz özgürlüğü kapsamında ‘Barınamıyoruz’ hareketine katıldım. Gözaltına alındım, sözümü verdim lakin mevzuyla ilgili daha dava bile açılmadı. Bu bahse ait hakkımda açılan bir dava bile olmamasına karşın Dokuz Eylül Üniversitesi bana soruşturma açıyor. Üstelik soruşturmaya bahis gözaltı tarihinde üniversitenin resmi öğrencisi bile olmamama karşın. Yaşananlara diyecek bir şey bulamıyorum.”
Kaynak: Gazeteduvar
