Sayı 170, teslim olsalar ne güzel olur ya

DUVAR – Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Asil, Türkiye’de karşıcılık problemi bulunduğunu öne sürerek, “Önerici bir karşıcılık yok, rekabete sürükleyen bir karşıcılık yok. Kavgaya teşne bir karşıcılık var. Maalesef karakteri o şekilde oluşmuş” dedi. Sağ iktidarların iş icra eden iktidarlar bulunduğunu, solun iş yapma kabiliyeti olmadığını korumak için çaba sarfeden Asil, muhalefeti tembellikle suçladı.

24 TV canlı yayınına katılan Süleyman Asil, sual üstüne, “Gabar’dı, Cudi’ydi, Kato’ydu, Bestler Dereler’di, Tendürek’ti… Teslim olsalar ne güzel olur ya. 170 sayı, teslim olsalar ne güzel olur. 170 terörist var Türkiye’nin içinde. Teslim olsalar ve Türk adaletine teslim isteseler, burada emin olun bambaşka bir tablo adım atar. Biz terörle mücadeleyi şunun için yapıyoruz; evlatlarımızın aklını tekrar kimse çelmesin, buna tekrar kimse tevessül etmesin, dünya ne kadar kuvvetli olursa olsun karşımızda tekrar aklından bu tarz bir olay geçmesin, tekrar bu ülkenin başına bu şekilde bir iş gelmesin” dedi.

Bütçe görüşmelerinde siz ne konuşmuş olsaydınız CHP Grup Başkanvekili ciddiyetle dinlerdi?” sorusu üstüne Asil, şunları söylemiş oldu:

“Ben dinlemek için geldiklerini düşünmüyorum. Bizlerden nefret ediyorlar ve bizi yok etmek istiyorlar. Sözgelişi PKK da FETÖ de bizi yok etmek istiyor. Bu yok edicilik bir bulaşıcı hal almış. Orada olmayan bir şey oldu. Bir grup başkanvekili göreve getirildi, bir grup başkanvekili orada zabıt katibi benzer biçimde duruyor ve azmettirilmiş şekilde gelmişler. Benim için oldukça önemli mi? Hayır. Bizim kültürümüz bizlere şunu öğretiyor; size iyi niyetle gelene iyi niyetle gidin. Fakat eğer bana karşı başka bir silahla silahlanmışsa ben de orada gereğini yerine getiririm, getirdim de çekinmem de sonunu da düşünmem. Kim sonunu düşünerek hareket ederse kaybeder.”

‘İKİNCİ BİR GEZİ’NİN MALİYETİNİ KALDIRAMAYIZ’

Asil, “İçişleri Bakanı olarak ikinci Seyahat’ye hazır mısınız?” sorusuna, “Biz, ikinci bir Seyahat’nin maliyetini kaldıramayız. Bir kere meseleye buradan bakmak lazım. Birinci Seyahat’de ne oldu? Türkiye’deki faiz 4,5’tu. Türkiye tarihinin en büyük projeleriyle şenlenmişti, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden Osmangazi Köprüsü’ne kadar, Marmaray’ından Avrasyası’na, nükleer santrallerine kadar, dünyanın, her insanın fanatik olduğu en büyük barajlarına, İstanbul Havalimanına kadar. Peki ne oldu? Türkiye orta gelir tuzağından tam çıkmak üzereydi, yüksek gelirli ülkeler kategorisine giriyor idi. Türkiye’de Seyahat çıktı. Kılıçdaroğlu diyor ki; ‘Ben geziyi savunuyorum.’ Halt ediyorsun” karşılığını verdi.

Asil, seçime ilişkinse, “2023 seçimi için şunu görüyorum; bu millet Sayın Cumhurbaşkanımıza büyük Türkiye projesini tamamlattıracak. İnancım o. Sayın Cumhurbaşkanımız Türk evveliyatına, büyük ve kuvvetli Türkiye projesini tamamlamış, Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 hedeflerine kendisini hazırlamış bir ülke olarak geçecek. Buna inanıyorum” değerlendirmesini yapmış oldu.

‘TÜRKİYE’DE TEK VESAYET KALDI’

Türkiye’de tek vesayet kaldığını dile getiren Asil, şöyleki devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız, bu ekonomik vesayeti yenmek için büyük bir savaşım ortaya koyuyor. Türkiye, uzun süredir bu fırsatı bekliyor idi. Türkiye bu fırsatı elde etti, altyapısını kuvvetlendirdi ve yapacağı oldukça şeyin bilincinde bulunduğunu bilen bir Türkiye’yle birlikte inanıyorum ki ekonomik vesayeti de yeneceğiz. Ekonomik vesayeti yenmek ne anlama gelir? Medya vesayetini yenmek kıymetli bir şeydir fakat onun milyonlarca katıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getirmek kıymetli bir şeydir, fakat onun yüzbinlerce katıdır. Siyasal vesayeti yenmek oldukça kıymetlidir. Tüm demokrasiye, hukuka inanan siyasetçileri perişan etmiştir siyasal vesayet, Batı’nın bizim üzerimize gömlek benzer biçimde giydirdiği vesayet. Tüm inanç değerlerini korumak için çaba sarfeden, tüm değerlerini korumak için çaba sarfeden, tüm ulusal değerlerini korumak için çaba sarfeden, tüm ulusal kültürünü korumak için çaba sarfeden siyasetçileri yerle yeksan etmiştir. Şimdi buna karşın onun da yüzbinlerce katıdır şundan dolayı musluğun başı burasıdır. Türkiye bu ekonomik vesayeti yenecek. Bu ekonomik vesayetin başlangıcında faiz vardır, o denli kolay.”

BOLU’DA HUKUK İŞLER

Asil, “Bolu’daki göçmen kardeşlerimiz belediye başkanının insafına mı kaldı?” sorusu üstüne ise şu açıklamayı yapmış oldu: “Elbet ki hayır. Bu işle ilgili genel bir soruşturma açıldı, bu soruşturma da yürüyor. Orada 4 bin 400 civarında Suriyeli var. Ortalama 4 bin 500 civarında da internasyonal koruma var, onların da mühim bir kısmı Şimal Irak doğrusu Iraklı ve Türkmen. 1500 civarında da Afganistanlı var. Toplam 13 bin civarında ve bunların sadece 10 bini Bolu’nun merkezinde. Onlar orada valiliğimizin, il göç idaresinin genel çerçevesi içinde hayatlarını devam ettirirler. Fakat bu, insanlık dışı bir iş mi? Evet. Bu, Anayasa’ya aykırı mı? Evet. Türk Ceza Kanunu’na aykırı mı? Evet. İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun ilgili maddelerindeki eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağına aykırı mı? Evet. Nefret suçuna girer mi? Evet. Bu doğru bir yaklaşım değil fakat orada da hukuk işler.” (HABER MERKEZİ)

#Sayı #teslim #olsalar #güzel #olur

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.