Kira fırsatçılığına yasal düzenlemelerle izin vermeyeceğiz

DUVAR – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi.

Depremzedeler için konutlar için zemin etüt çalışmalarının sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir taraftan enkaz kaldırma çalışmaları, bir taraftan zemin etüt çalışmaları devam ediyor. Bu enkazı kaldırdığımız yere bu inşaatları yapmak gibi bir yanlışa da girilmemesi gerekir. Çünkü zeminlerin buralardaki etüdünün raporları çok önemli. Bu raporlar gelecek ki ona göre adımlar atalım. Bunların içinde ağır hasar, orta hasar var, bir de hafif olanı var. Biz diyoruz ki az hasarlı olanlarda dahi tereddüt göstermeyelim, güçlendirme vesaire bunlara girmeyelim, bunları da sıfırdan yıkalım, buralarda da zemin sağlıklı olduğu yerlerde bunları yapalım” diye konuştu.

Zemin artı 3, zemin artı bilemediniz 4-5. Bir de bunları hafif elemanlarla yapmak önemli. Şu an itibarıyla bu hassasiyetler içerisinde tünel, radye kalıp sistemleriyle adımları atıyoruz. Bunları yetiştirmenin gayreti içerisinde olacağız.”

Kira artışlarına değinen Erdoğan, “Bu arada bir de maalesef üzülüyoruz, inşallah seçimden sonra bu konuda işin üzerine gideceğiz. Kiraların büyük şehirlerde ciddi manada yükseltildiğini görüyoruz. Bu vicdani değil, ahlaki, insani değil. Yani bu bir fırsatçılıktır. Bu fırsatçılığa da yasal düzenlemelerle kesinlikle izin vermeyeceğiz” dedi.

‘İSTANBUL’DA 1 MİLYON NÜFUSLU 2 AYRI ŞEHİR KURALIM’

Deprem beklenen İstanbul’daki deprem hazırlıklarıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan bir risk haritasını bakanlığımız çıkarttı. Buna göre İstanbul’da 220 bin bina ve yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. Bugüne kadar acil dönüşmesi gereken toplam 695 bin konutun dönüşümünün tamamlandık. Bugün 39 ilçede, 412 milyon metrekare büyüklüğe sahip 188 ayrı alanda kentsel dönüşüm projelerini sürdürüyoruz. Bu kapsamda 93 bin konutun inşası devam ediyor. Şimdi yeni bir hazırlığın içindeyiz. İstanbul’da toplam 1 milyon nüfuslu 2 ayrı şehir kuralım. Bu Kanal İstanbul’un bir tarafında 500 bin, bir diğer tarafında 500 bin olmak üzere, böyle bir rezerv alan oluşturalım. Bu, şu demektir, yani Avrupa ve Asya yakasında 500 bin, 500 bin, 1 milyonluk bir rezerv alanı. Şehrin iki yakasının çeperlerinde yapacağımız bu yerleşimler, adeta uydu kent modeli olacak. Bunun için de Anadolu ve Avrupa yakasında 130 milyon metrekare yere ihtiyacımız var. Şimdi bakanlığımız yerleri büyük ölçüde belirledi. Bu alanlarda yapılacak konutlar, sadece riskli binasını dönüştürmek isteyen vatandaşlarımız için kullanılacak.”

‘İSTANBUL’A YENİ BİR NÜFUS GELMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

“İstanbul’a ilave nüfus gelmeyecek, yeni bir nüfusun da gelmesine müsaade etmeyeceğiz” diyen Erdoğan, “İstanbul’un merkezindeki riskli bölgelerde yoğunlaşan nüfusu, deprem riski az olan çeperlere doğru dağıtacağız. Ayrıca 500 bin konutun da bir kısmını yerinde dönüştüreceğiz, bir kısmını da zemin etütleri uygun olan, müsait olan yerlerde yapacağız. Çünkü sağlıksız konutları dönüştürürken, boşalan alanları yeşil alanlarla, sosyal donatı alanlarıyla değerlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

’40 YILLIK SİYASİ HAYATIM HER ZAMAN BU YOĞUNLUKTA GEÇTİ’

Hakan Çelik’in seçim kampanyasının detaylarını sorduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için siyasette bugüne kadar hiç durmak, duraksamak zaten olmadı. 40 yıllık siyasi hayatım her zaman bu yoğunlukta geçmiştir. Eşim, çocuklarım hep bu yoğunluğu benimle yaşamışlardır. Bazı programlarda da hep açıklamışımdır. Bir gece geç saatte eve geldim, baktım ki odamın kapısına, ufak bir pusula yapıştırılmış. ‘Babacığım bir geceni de bize ayır’. Kızımın notu. Çünkü beni göremiyor. Sabah erkenden okula gidecek. Ben de o saat gelmişim, 01.00-01.30 neyse. Tabii duygulandım. Sabah onu yolcu ederken de dertleniyorsunuz, gözleriniz yaşlı hale geliyorsunuz. Bütün bu duygular içerisinde bir siyasi hayat. Ama onlar da hiçbir zaman bunun dışında, hayatları boyunca, üniversiteyi bitirdiler, şu oldu bu oldu filan, yurt dışında okudular ama hiçbir zaman bunu hissettirmediler. Anneleri de hissettirmedi. Böyle bir hayat yaşadık. Şimdi burada da aynı hayatı yaşıyoruz” dedi.

‘BAYRAMIN İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ GÜNÜ DEPREM BÖLGESİNDE OLACAĞIM’

Bayramda deprem bölgesine gideceğini söyleyen Erdoğan, “Bayramın ikinci, üçüncü gününe deprem bölgesine programlar yaptım. Konut teslimine gideceğim. Şu ana kadar zaten depremzedelerimizle iftar sofralarında hep bir araya geldik ve yeni konutların bazı yerlerde temellerini attık. Ama şimdi bayramda da teslim törenine gideceğiz. Köy evlerinin teslimine gideceğiz. Yanılmıyorsam 17 tane köy evi var.  Fakat projeler çok güzel, şimdi o projelerin teslim töreninde bulunmamak, hakikaten yani hasılayı millet adına toplamamak olur. Şimdi bunu yaparken ben bir şeyi hedefliyorum. Nedir o? Acaba bazı iş adamlarımızı bunu yapmak suretiyle teşvik eder miyiz?” şeklinde konuştu.

DAVUTOĞLU VE BABACAN’A: BAŞBAKAN VE BAKAN YAPARAK YANLIŞ YAPTIM

Mahmut Övür’ün seçim öncesinde sahadaki durumu nasıl değerlendirdiğine dair sorusunu yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:

“Ben bugüne kadar muhalefette bay bay Kemal’in dışında diğerlerinin isimlerini pek anmadım. Fakat son zamanlarda onlar da şirazesinden çıktığı için bazen onları da şöyle masaya yatırmak gerekiyor. Çünkü 14 Mayıs da tarihi bir seçim. Bu ekibin içerisinde çok yakın çalıştığım kişiler var, malum. İşte bunlardan bir tanesi başbakanlık (Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu) makamına getirip öyle bir yanlış yaptığım kişi, bir diğerini genç yaşta bakanlıklara getirdiğim bir kişi (DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan). Bunların ekonomiyle filan yakından uzaktan alakası yok. Ekonomiden zerre kadar ilgisi, alakası olmayan bu kişilerle mesela bunların bir tanesi bebecandır. Davos’ta biz Strauss-Kahn’la, IMF’nin başındaydı o zaman, bir görüşme yaptık. O görüşmede kendisine dedim ki, ‘Bak sen bize elemanlarını gönderiyorsun, bu elemanların bize siyasi akıl vermeye gelmesin. Onlar para taksitini alırlar, dönerler. Ama kalkıp da Türkiye’yi yönetemezler. Türkiye’nin Başbakanı benim, Türkiye’yi ben yönetirim’. Biraz adamın rengi attı. 2013’te parayı tamamen bitirdik, ödemeler bitti. Ondan sonra da IMF ile bizim ilişkilerimiz tamamen bitti. O zaman bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27,5 milyar dolar civarındaydı.”

‘SON İMZAYI BEN KOYDUM, SEN KİMSİN?’

Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Merkez Bankası döviz rezervinin 135 milyar dolara kadar çıktığını ifade ederek, “Şimdi hava atıyor zaman zaman. O getirmiş oraya. Yahu son imzayı koyan kim? Son imzayı koyan Başbakan. Sen kimsin? Her şeyden önce haddini bileceksin. Yani son imzayı koyan başbakan olmadıktan sonra senin yapacağın ne olabilir? Bunlar var ya bunlar, Türk Lirası’ndan 6 sıfırı atacağım dediğim zaman, ‘Olmaz başbakanım’ diyenler” ifadelerini kullandı.

‘NE OLDU ANA MUHALEFET, YAVRU MUHALEFET BATTIK MI?’

Ahmet Davutoğlu için “Zaten başbakanlık görevine gelenin de malum durumu” diyen Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber 2013’ten sonra IMF ile işi bitirdik. Peki daha sonra ne oldu? CHP’nin çok övdüğü bir zat var. Otel kapılarının arkasında kendisi ve bir de İP’in hazinecisi, bunlar birbirlerine yakın oldukları için IMF ile görüşmeler yaptılar. IMF’yle görüşmeleri yaptıkları zaman ne tavsiyesinde bulundular, dediler ki, ‘Şu anda AK Parti IMF’den mali destek almalı, yani borçlanmalı’. Biz ne dedik, ‘Hayır, biz kendimize yetiyoruz. Borçlanmamıza gerek yok’. Ne oldu, borçlanmadık da battık mı? Ha bu işi çok iyi biliyordun. Ana muhalefet. Yavru muhalefet. Ne oldu? Faizi düşürdük. Battık mı? Dünyada herkes faizi yükseltiyor. Biz faizi düşürdük, düşürüyoruz. Bu arada enflasyon yavaş yavaş düşüyor” dedi.

Enflasyonun yüksek olduğunu belirten Erdoğan, “Şu anda enflasyonun durumu iyi değil, biraz yüksek. Ama çok daha yüksekti, buralara kadar indi ve daha da inecek. Çünkü bizim için önemli olan düşük faiz, yüksek enflasyon değil. Düşük faizle yüksek yatırım. Bunu başarmamız lazım” ifadelerini kullandı.

‘EVLENMEK İSTEYEN GENÇLERE 48 AY VADELİ, FAİZSİZ KREDİ VERECEĞİZ’

Son dönemde dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de aile kurumunu, çocukları, gençleri hedef alan sinsi bir saldırı olduğunu” savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için önümüzdeki dönemde önceliklerimizin başına aileyi ve gençleri alıyoruz. Artık AK Parti’nin klasiği haline gelen eser ve hizmet projelerimizin yanında ailenin güçlendirilmesine, gençlerimizin desteklenmesine özel önem vereceğiz. Bu çalışmaları, kaynağını kendi doğal gaz ve petrol gelirlerimizden sağlayacağımız Aile ve Gençlik Bankası’yla destekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

Evlenmek isteyen gençlerin Aile ve Gençlik Bankası’ndan kredi kullanabileceğini Erdoğan, “Uzun süre bununla ilgili kendilerine herhangi bu noktada ödeme sıkıntısı yaşatmayacağız. Ev hanımlarının emekliliğine, sigorta primlerinin bir kısmını ödeyerek destek vereceğiz. Gençlerimizi evlendirerek kendi yuvalarını kurmaya da teşvik edeceğiz. Bunun için yeni evlenen çiftlere 2 yılı geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi vereceğiz” dedi.

‘BUNLAR LGBT MASASI’

“Bir yandan da aile yapımızı tehdit eden LGBT gibi sapkın eğilimlere karşı etkin mücadele edeceğiz” diyen Erdoğan, “Şimdi CHP, LGBT’yi savunuyor mu, savunuyor. PKK denilen terör örgütünün parlamentodaki uzantısı LGBT’yi savunuyor mu, savunuyor. Peki bu yedili masanın etrafındaki diğerleri ‘Biz karşıyız’ diyebiliyorlar mı? Ne İYİ Parti diyebiliyor ne diğer yavru ortaklar diyebiliyor. Hiçbirisi kalkıp da bugüne kadar ‘Biz LGBT’ye karşıyız’ diyemediler. Bu ne demektir? Kişi arkadaşının dinindendir. Ben bunlara ne diyorum? LGBT masası” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından başlıkla şöyle:

‘CHP’NİN KÜRT KARDEŞLERİMİ SEVMEK GİBİ BİR DERDİ YOK’

“Bu altılı masa olmaktan çıktı. Bizim başta söylediğimiz gibi bu artık masanın altındaki de artık üstüne çıktı ve yedili masa oldu. Bu yedili masa özellikle bizim Kürt vatandaşlarımızı da biliyorsunuz istismar ediyor, yaptığı zulümlerle. Bir defa burada bir CHP’nin ittifakı var. CHP’nin benim Kürt vatandaşlarımı, Kürt kardeşlerimi sevmek diye bir derdi yok. Bunların hepsi yalan. Güneydoğu’da, Doğu’da CHP’nin esamesi bile okunmuyor. O şimdi kalkıp işte terör örgütünün Güneydoğu, Doğu’daki uzantılarıyla parlamentoya girişinden bir şeyler elde etmeye çalışıyor. Bizim şu an itibarıyla özellikle Güneydoğu’daki, Doğu’daki benim Kürt kardeşlerimle, vatandaşlarımla da bir problem yok. Son yaptığımız gerek Diyarbakır mitingimiz, açılışlarımız, gerek Malatya, Erzurum olsun bütün buralarda bizim Kürt vatandaşlarımızla, kardeşlerimizle dayanışmamız çok çok iyi bir konumda.”

‘BUNLARIN DİN DÜŞMANLIĞI YENİ DEĞİL’

“CHP ve HDP bir araya gelip kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yapmışlar, anlaşmışlar. Bunların içinde en çok dikkat çeken ne? Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaklarmış. Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaksın da ne yapacaksınız? Neymiş yok ‘inanç bilmem nesi’ diye kendilerine göre yeni bir kurumdan bahsediyorlar. Arkadaşlar bunların din düşmanlığı yeni değil. CHP’nin geçmişinde bu yok mu, var. CHP’nin geçmişinde, tarihinde zaten din düşmanlığı var. CHP hep bununla anılmış ve CHP ile HDP bir araya gelip kapalı kapılar arkasında yaptıkları bu pazarlıklarla bir mesaj veriyorlar. O da nedir? Benim Kürt kardeşimi nasıl aldatacaklar, bu. Şimdi bizim iktidara gelişimize kadar Güneydoğu’da, Doğu’da buralara yapılmış herhangi bir yatırım var mıydı, yoktu. Biz iktidar olduk ve sözüm benim şuydu: ‘Batı’da ne varsa Doğu’da, Güneydoğu’da da o olacak. Peki oldu mu? Ben şimdi iddiayla söylüyorum, evet oldu.”

‘BİLLBOARDLARA KÜRTÇE SLOGANLARINI YAZABİLİYORLAR

“Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Iğdır’ın da Hakkari’nin de Muş’un da Ağrı’nın da hepsinde artık üniversitelerimiz var. Niye? Ben oradaki kardeşlerimi Kürt’tür diye üniversitesi olmadan bırakamazdım. Onların da üniversitesini yaptık ve onlar da orada okuyup icabında oradaki üniversiteye ne yapıyor, gidebiliyor. Ne diyoruz biz, ‘Onlar ne kadar Kürt ise biz de o kadar Kürt’üz’. Biz Türk-Kürt bu ülkenin asli unsurlarıyız. Yasaklar kalktı, bunlar Kürtçe billboardlara artık sloganlarını, her şeyini yazabiliyor. Artık kendilerine göre televizyon yayını yapabiliyorlar. Devlet aynı şekilde bir kanalında Kürtçe yayına müsaade etti, bu yapılabiliyor.

Daha önce bunlar yoktu ve birçok Kürt ulemasının içerisinden biz Mem u Zin’i falan yayınladık. Niye, kültürel noktada da önlerini açalım istedik. Bu arada Kandil, HDP üzerinden kendisine sinsi ve kanlı bir alan açma hesabı yapıyor. Peki bay bay Kemal de onların desteğiyle makam kapma derdinde değil mi? Selo ile ilgili olumsuz bir yaklaşımı var mı bay bay Kemal’in? Bu, 51 Kürt vatandaşımızın Diyarbakır’da ölümüne neden olmadı mı? Cezaevine niye girdi, bunlardan dolayı girdi ve şu anda bunlardan dolayı içeride yatıyor. Aynı şekilde bugün İmralı’daki niye yatıyor?”

‘HDP, KANDİL’DEN ALDIĞI TALİMATLARI ANKARA’DA, BAY BAY KEMAL’E AKTARACAK’

“Şimdi bunlar ne sözü veriyor; ‘Selo’yu da çıkaracağız, ondan sonra evlat katili malum İmralı’dakini de çıkaracağız’. Bunun sözünü veriyorlar. Bununla da kalmıyorlar bütün FETÖ’den içeride kimler varsa bunları çıkaracağız. Söylediği şu, ‘Siz beni destekleyin, koltuğu kapalım sonra da istediğinizi vereyim’. Böyle bir fotoğraftan ne çıkar? Öncelikle bu ülkede artık terörle mücadele diye bir şey kalmaz. Terörün kendini o mücadeleyi yapacak mekanizmanın başına getirirseniz başka ne olur? PKK’nın İmralı’daki elebaşını bırakmak istiyor. Elinde onlarca Kürt’ün ve Türk’ün kanı olan Selo’yu bırakmak istiyor. Belli ki HDP Kandil’den aldığı talimatları Ankara’da bay bay Kemal’e aktaracak o ve 7 yardımcısı da bunları yerine getirecek.”

‘KÜRT DÜŞMANI ARIYORSAN CHP VE HDP’YE BAKACAKSIN’

“Batı bunlara şu anda ciddi manada gazı veriyor. Batı da şu anda özellikle Amerika’da Biden’ın yapmış olduğu açıklama, bu işe ilk gazı veren olmuştur. Avrupa’ya gelince Avrupa’da Almanya bu işin başını çekiyor. Fransa aynı şekilde bu işin başını çekiyor. Tabii bizim gözümüzde PKK ayrıdır, Kürt kardeşlerimiz ayrıdır. Kürt kardeşlerimle PKK’yı bir arada tasavvur edemeyiz. Eğer Kürt düşmanı arıyorsan özellikle HDP’ye bakacaksın. Kürt düşmanı arıyorsan CHP’ye bakacaksın. Bunlar Kürt kardeşlerimize düşmanlar. Kürtlere yıllarca zulmeden bugün bay bay Kemal’in temsil ettiği CHP, HDP zihniyetidir. Kürt kardeşlerimin yaşadığı bütün mağduriyetleri gideren, hak ve özgürlük taleplerini karşılayan ise AK Parti’dir. Kendi dilini özgürce konuşmasından tutun, billboardlara varıncaya kadar her yerde artık Kürtçeyi serbestçe konuşur hale geldiler, bizimle.”

‘DEĞMEZ BAY BAY KEMAL, GİDİCİSİN GİDİCİ’

“Bay bay Kemal PKK, HDP şantajına o kadar boyun eğmiş durumda ki ‘terör örgütü PKK’ bile diyemiyor, diyemez. Teröristlerle öyle bir pazarlık yapmış ki HDP’lilerin CHP’ye yaptığı hakaretlere bile ağzını açıp tek kelime edemiyor. Değmez, bay bay Kemal değmez, gidicisin, gidici… Benim milletim teröristlerle el ele, kol kola olanlara bu ülkeyi teslim etmez ben buna inanıyorum.”

‘SEÇİMDEN SONRA HEMEN YENİ BİR KABİNE KURACAK KADROYA SAHİBİZ’

(“Seçimden sonra nasıl bir kabineyle karşılaşacağız?” sorusu üzerine) “Milletim 14 Mayıs’ta yetkiyi verdiği andan itibaren çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edecek iradeye de kadrolara da sahibiz. Yani bizim ciddi manada bir kadro zenginliğimiz var. Diğerleri gibi acaba ne olacak filan falan böyle bir durumda değiliz. Milletimizin yetki vermesiyle Cumhurbaşkanı olarak hemen kabinemizi kurarız. Bizim koalisyon diye bir derdimiz yok. Bunlar ne yapıyor, koalisyon oluşturmanın gayreti içerisindeler. Biz siyasetçi olur, bürokrat olur, iş dünyasından olur, üniversiteden olur, kültür sanat dünyasından olur, spor dünyasından olur, sivil toplum kuruluşlarından olur. Hepsi de mümkün. Çünkü bu dönemde edinilen bir tecrübe var. Milletimizle birlikte seçim zaferimizin sevincini yaşadıktan sonra ülkemize en güzel hizmeti edecek kabineyi biz oluşturabiliriz. Emin olun en rahat olduğumuz konu budur.”

‘LONDRA, NEW YORK PİYASASI ÇÖKTÜ’

“İstanbul Finans Merkezi zaten birçok uluslararası yatırımı buraya çekecek. Artık Londra piyasası filan çöktü. New York çöktü ve şimdi İstanbul, bunu fırsata dönüştürecek. Böyle bir dönemin içindeyiz ve bu dönem içerisinde de şu anda fırsata bunu dönüştürürken artık uluslararası camia, uluslararası finans sektörü, bakacaksınız ki artık İstanbul Finans Merkezi’ne yerleşecek. Buradan yerler kiralamaya başladılar. Buralara tamamıyla taşınacaklar ve kısa vadede bölgesel orta vadede ise küresel bir merkez olarak önde gelen küresel finans merkezleri arasında İstanbul yerini alacak. 10 yılda İstanbul Finans Merkezi’ni dünyanın ilk on merkezi arasında konumlandırmayı hedefliyoruz ve bu merkez finansal hizmet ihracatımıza da önemli katkılar sağlayacak. Türkiye Yüzyılı’nın finans ayağının sembolü inşallah burası olacak.”

’20 NİSAN’DA MÜJDE AÇIKLAYACAĞIZ’

(Karadeniz’deki doğal gaz çalışmalarının gaz fiyatları üzerinden vatandaşa nasıl yansıyacağı ve Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki çalışmalara dair soru üzerine) “Müjdemizi inşallah 20 Nisan’da açıklayacağız. Karadeniz gazının ilk fazını Filyos’ta devreye alacağız. Sakarya Gaz Sahası, keşiften ilk üretime kadar dünyanın en hızlı yapılan deniz saha geliştirme projesidir. 16 Nisan’da, kuyulardaki vanalar açılarak, deniz altındaki ana iletim hattına gaz verilmeye başlandı. Bu sahadaki üretimi 3 yıl içinde 40 milyon metreküpe kadar çıkaracağız. İkinci faz bitince tüm konutların gaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyeye ulaşacağız ve burada inşallah bir yandan da yeni keşifler için hazırlıklar yapıyoruz. Orta Karadeniz’de sismik çalışmalar tamamlandı. Değerlendirme aşamasına geçildi. Doğu Karadeniz’de sismik çalışmalar sürüyor. Sismik çalışmaların ardından da sondaj çalışmaları başlayacak. Batı Karadeniz’deki keşif bölgenin potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. İnşallah hem kendi gazımızı üretecek hem de diğer ülkelere gaz satacak bir seviyeye geleceğimiz günleri de göreceğiz.”

‘AKKUYU’YA 27 NİSAN’DA NÜKLEER YAKIT GETİRİLECEK’

“27 Nisan’da Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne taze yakıt getirilmesi törenini yapacağız. Sahaya taze yakıt getirilmesiyle Akkuyu, Nükleer Tesis statüsü kazanacak. Törene Sayın Putin de video konferansla bağlanacak. 1 yıl içerisinde yakıtın yüklenmesi, test, kalibrasyon ve geçici üretim hazırlıkları yapılacak ve ilk ünite elektrik üretimine inşallah başlayacak. Birer yıl arayla 3 ünite de devreye alınacak. Ülkemizin elektriğinin yüzde 10’u bu santralden karşılanacak. Ekonomiye 6,5 milyar dolar bir katkı sağlayacak Akkuyu ayrıca 7 milyar metreküp doğal gaz ithalatını da ne yapacak, önleyecek. İnşallah yeni dönemde ülkemizin ikinci nükleer güç santraliyle ilgili hazırlıkları da hızlandıracağız.”

‘SUDAN’DA ÇATIŞAN İKİ TARAFLA DA GÖRÜŞECEĞİM’

“Sudan’da yaşanan gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz. Bugün Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun kardeşimizle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Sudan’daki iki tarafla da telefonla ayrıca ben de görüşeceğim. Sayın Tebbun’un onlarla görüşmesini rica ettim. Dedim ‘Birlikte bu çalışmayı yapmamızda fayda var’. Çünkü Sudan’daki olay kardeşin kardeşi öldürmesi olayı, buna fırsat vermemek lazım. Türkiye olarak, geçiş sürecini başından bu yana samimiyetle destekledik. Sudan devletinin ve halkının yanında yer aldık. Anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak, Sudanlıların ülkenin geleceğini birlikte inşa etmeyi sürdürmelerini temenni ediyoruz.”

‘TUNUS’TA MEVCUT YÖNETİM, GANNUŞİ KARDEŞİMİZİ ALDI’

“Tunus’ta da bazı olumsuz gelişmeler var. Orada da Gannuşi kardeşimizi ne yazık ki mevcut yönetim aldı. Bu konuyla ilgili de yine Tebbun ile bir müşterek çalışmanın içerisine girerek şu mübarek ramazan ayında, bayramın arifesinde böyle bir irade ortaya konmasını doğru bulmadığımızı söyledik. Bugün telefon irtibatını gerek Cezayir gerekse Tunus’taki yönetimlerle henüz kuramadık. Temennimiz odur ki aramaya devam edeceğiz. Biz de yarın kendileriyle irtibatımızı kurabilirsek onlara da düşüncelerimizi ileteceğiz. Türkiye olarak Sudan’ın barış ve istikrarına her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Aynı şekilde Tunus’un da ‘haram aylar’ diye ifade edilen bu ramazan ayında böyle bir irade ortaya konmasını doğru bulmadığımızı yönetimle paylaşacağız.” (HABER MERKEZİ)

#Kira #fırsatçılığına #yasal #düzenlemelerle #izin #vermeyeceğiz

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.