Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin Bursa 8. Olağan Kongresi’nde konuştu. Gündemi pahalandıran Karamollaoğlu iktidarın iktisat siyasetlerini eleştirerek, “İktidar ne yaptığını, niye yaptığını ve nasıl yaptığını bilmiyor” dedi. “Milletin psikolojisini bozuyorsunuz” diyen Karamollaoğlu, “Model başarısız olursa maliyeti kim ödeyecek?” diye sordu.
Karamollaoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
2001 YILI TEKERRÜR EDİYOR: Ülkemizin pek çok sorunu, insanımızın birçok külfetleri, gündemde de oldukça sıcak başlıklar var. Bu bizi şaşkına çeviriyor, yarın ne olacağını, öbür günün ne getireceğini, iktidarın hangi adımı atacağını bir türlü iddia edemiyoruz. Lakin Sn. Cumhurbaşkanı’nın pazartesi günü kabine toplantısının akabinde yapmış olduğu açıklamalar ve akabinde yaşanan gelişmeler gündemin en sıcak başlığı haline geldi. Sözlerimin çabucak başında şunu söz edeyim; daima olarak gündemin bu kadar hareketli ve hararetli olması esasen en büyük sıkıntılarımızdan birisidir. Bu idare üslubuna Türkiye birinci kez şahit olmuyor, geçmişte de olmuştu bu kadar sık değildi fakat bu misal hadiseler Özal vaktinde da yaşandı. İnsanımız, sahiden yüksek tansiyonlu gündemden yoruldu, bıktı ve usandı. Bu tip hadiselerle ne müsabakayı ne de boğuşmayı dilek ediyor. 7’den 77’ye her vatandaşımızın gözü kulağı kim ne dedi, şu kurum ne açıkladı, bugün neye artırım geldi, döviz indi mi çıktı mı; bu haberlerde. Hatırlayalım, biz böylesine günleri en son 2001 yılında yaşamıştık. 20 yıl sonra, dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta; 2001 krizi günlerinin ve birebir gündemlerin adeta 2021 yılında tekerrür etmesidir.
İKTİDAR NE YAPTIĞINI, NİYE VE NASIL YAPTIĞINI BİLMİYOR: Yaptığını Bilmiyor Gerçekten; beşerler artık bırakın yarınını, bir saat sonrasını bile öngöremez haldedir. Bugünden yarına, hatta sabahtan akşama değişen gündem ve siyasetler, en ufak karar alımını dahi herkes için zorlaştırmaktadır. İktidar kanadının yaptığı her açıklama ve aldığı her karar sonrası, herkes birbirine şaşkınlıkla şu iki soruyu soruyor; “Eee, ne oldu artık?” ve “Tamam da ne olacak artık?” İktidarın akşamdan sabaha, sabahtan akşama ani siyaset ve karar değişiklikleri, insanımıza büyük maliyetler yüklemektedir. Siyaset ve karar değişiklikleri ortasındaki açı farkı ise daima 180 derece; bir defa de bizi şaşırtsalar; şöyle 45 derecelik, haydi 90’a da razı olduk, değişiklik yapsalar… Fakat yok… Makas değişikliği daima 180 derece. Bugün ne diyorlarsa yarın tam karşıtını uyguluyorlar, sonraki gün ise o gün uygulamaya koyduklarının tam karşıtı telaffuzlarda bulunuyorlar… Çok açık ve net anlaşılıyor ki; iktidar ne yaptığını, niye yaptığını ve nasıl yaptığını bil-mi-yor!
YÜKSELİRKEN DİĞERLERİ YÜKSELTİYORDU, İNERKEN KENDİ MUVAFFAKİYETLERİ: Yeterli olan ne varsa hepsi bu iktidarın başarısı; berbata giden ne varsa daima diğerlerinin hatası, kabahati, hatta ihaneti. İşte Sn. Erdoğan’ın 3-4 gün önce yaptığı konuşmanın gerisinde yatan psikoloji budur. “Rezervler yükselirken ben Başbakan’dım, benim dönemimde bu başarıyı yakaladık; lakin erirken ben yoktum, Cumhurbaşkanı’ydım” diyor. Yani son vakitlerin en yeterli esprisi mi desek en berbat esprisi mi desek bilemiyorum… Ne olduysa o ortada olmuş güya… Kendisinin çok düzgün bildiği, birkaç sefer kullandığı “komşu komşu hu hu” tekerlemesi üzere. Özetle; “İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu.” Erdoğan’ın şu kelamlarından diğer bir şey anlaşılmıyor… İşte artık de pazartesi akşamına kadar rekor üstüne rekor kıran dövizin süratle düşüşü. Yükselirken öbürleri yükseltiyordu, inerken kendi muvaffakiyet hanelerine yazmaya çalışıyorlar…
MUVAFFAKİYET HANGİSİ, BAŞARISIZ OLANLAR KİMLER: Öncelikle şunu tabir edeyim; 22 Aralık 2020, yani tam bir yıl önce, Dolar 7,65, Euro ise 9,35 düzeylerindeydi. Yani ortada bir muvaffakiyet falan yok! Paramızın yalnızca son yıldaki kıymet kaybı bile telafi edilmiş değil. Hani Sn. Erdoğan diyor ya; “Ben Cumhurbaşkanı’ydım rezervler erirken” diye, bu fiyatlara bir de bu açıdan bakarsak Sn. Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçildiği 10 Ağustos 2014 yılında; Dolar 2,15. Başkanlık Sistemine geçtiğimiz ve kendisinin ikinci kere sınırsız yetkilerle Cumhurbaşkanı seçildiği 24 Haziran 2018 tarihinde ise; Dolar 4,60 düzeylerindeydi… Artık hangi sayıya nazaran başarıyı belirleyelim, siz karar verin? 2014 öncesi mi muvaffakiyet, 2014-2018 ortası mı, 2018 sonrası mı, 2020 mi, 3-4 gün öncesi mi, yoksa şu 3-4 günlük periyot mi? Muvaffakiyet hangisi, başarısız olanlar kimler?
MİLLETİN PSİKOLOJİSİNİ BOZUYORSUNUZ: Son periyoda bir bakın döviz ve altın fiyatları bir günde %30 arttı akabinde azaldı bu olağan bir gidişat olamaz. 24 saatte %60’lık bir dalgalanmayı hiçbir iktisat kaldıramaz. Başarıyı da başarısızlıkları her seferinde diğerlerine fatura etmeyi de adet edindiler… Ancak, ne olursa olsun olup bitenlerin faturasını her vakit milletimiz ödüyor… İşte artık gelelim pazartesi günü yapılan açıklamalara… Öncelikle böylesine öngörülemez bir periyot olabilir mi Allah aşkına? 1 günde döviz ve altın fiyatlarında evvel + yüzde 30, akabinde – yüzde 30 şok yaşanması olağan mi? 24 saatte yüzde 60’lık bir dalgalanmayı hangi piyasa kaldırabilir? İnsanımız nasıl hareket edecek, ihracatçılarımız, üreticilerimiz, esnaf, personel, patron neye nazaran karar alacak? Daha düne kadar; “faiz düşecek” dediniz, “nas var” dediniz, “yüksek kur avantaj” dediniz; artık cambazlıklar yaparak, söz oyunlarıyla; diğer bir türkü tutturmaya çalışıyorsunuz. Ben size kelamın tam burasında yeri geldi, bir şey söyleyeyim; yaptığınız tüm yanlışları artık bir kenara koyalım; ya milletin psikolojisini bozuyorsunuz, insanımızın istikrarını bozuyorsunuz!
ÇOKA ÇOK GELİR, AZDAN ÇOK SARFİYAT: Düne kadar sizin yanlışta ısrarınız yüzünden elinde avucunda kalan 3-5 kuruşu koruyabilmek için millet dolar aldı, altın aldı. Artık ani bir karar değişikliği ile milletin elinde, avucunda olan ne varsa birkaç saatte eriyip gitti. Birileri Dolar yükselirken de düşerken de kâr ederken; milletimiz ise hem yükselirken hem düşerken ziyan ediyor! Şu günlerde, şöyle bir ortamda kim kâr edebilir ben size söyleyeyim, ekranları başından bizi takip eden vatandaşlarımız da buraya dikkat kesilsin lütfen; bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağını daha evvelce bilen bir avuç insan… Bunların haricinde insanımızın böylesi öngörülemez bir iklimde; kâr etmesi mümkün değildir, tersine her gün daha fazla ziyan edecektir, etmektedir. Bunun çok uygun anlaşılması gerekir kanaatindeyim… “Çoka çok gelir, azdan çok sarfiyat.” Bugünkü mantık budur; zengini daha güçlü, yoksulu daha yoksul yapan anlayıştır bu!
MODEL BAŞARISIZ OLURSA MALİYETİ KİM ÖDEYECEK: Sayın arkadaşlar, pahalı basın mensupları; bu hamur daha çok su kaldırır. Geçen hafta neleri konuşuyorduk, bu hafta neleri konuşuyoruz görüyorsunuz. Bakalım sonraki haftalarda neleri konuşuyor olacağız. Lakin ben artık telaşlarımızı lisana getiren birkaç soruyu kamuoyu önünde sormak istiyorum:
Açıklanan bu modelle;
-Nas ne oldu? Bu “devlet takviyeli ikili faizin” kararı sizce nedir?
-Şimdi faiz başta olmak üzere her şeyi dolara endekslemiş olmadınız mı?
-Ülkemizde Doların ana para haline gelip, TL’nin ona bağlı uydu para olması değil midir?
-Bu model başarılı olmazsa; ortaya çıkacak maliyeti kim ödeyecek?
-Anladık devlet garantili ihaleleri sevdiniz de “devlet garantili faizin” Hazine’ye olan yükünü nasıl karşılayacaksınız?
-Bankada hiç parası olmayan milyonlarca insanın kabahati nedir?
-Zenginin parasının garantörü yoksul, getiri kârının teminatı ise vergilerle oluşturulan millet bütçesi olmayacak mı bu tertipte?
-Yine yoksuldan alıp zengine vermeye, servet transferine devam mı edeceksiniz?
-Kısa vadede muvaffakiyet amaçlayıp, sizden sonrası ne olursa olsun mu diyorsunuz?
-Bu model, finansal yıkım ve çöküşün önüne perde çekmek değil midir?
-Döviz kurunun yükselişine bağlı peş peşe gelen artırımlar, tıpkı süratle geri çekilecek mi?
-Döviz ve altınını dorukta bozduran, artık taban noktalardan tekrar alacak olanlar kimlerdir, bunlar açıklanacak mı?
-Ve her şeyden değerlisi; madem bugün bu modele geçecektiniz, niçin birkaç aydır milletimize bu denli bedeli ödettiniz?
Bunlar ülkeyi bir çöküşe götürüyor. Son vakitlerde sanki seçime mi gidiyoruz diye bir kanaatte oluşmaya başladı artık döviz indi faizler inecek pekala artırımlar ne olacak o da inecek mi? (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Gazeteduvar
