Enflasyondaki Yükseliş TL’deki Getiriyi Düşürüyor


TÜİK verilerine göre Mart ayında %16’yı ise %31’i aştı ve üretici- tüketici arasındaki maliyet makası da 15 puana çıktı. Bu ne anlama geliyor?

Birincisi tüketicinin alım gücü giderek azalıyor, ikincisi ise üreticinin maliyeti daha fazla artıyor ve bu da fiyatlardaki artışın devam edeceğinin bir göstergesi olurken kur tarafındaki hareketlilik de Nisan-Mayıs döneminde enflasyondaki artışın süreceğine işaret ediyor. Sadece son volatilitenin enflasyonu %18’e kadar taşımasını bekliyoruz ve eğer gerek bu ay gerekse Mayıs ayında bu volatilite devam ederse zirvenin de artması kaçınılmaz olacak. Öte yandan vatandaş zaten %16’lık bir enflasyon yaşamıyor ki hissedilen bunun çok üzerinde. Ama bu resmi rakamlarla baktığımızda bile faiz ve enflasyon dengesi zaten birikimi engelliyor, üstüne kur tarafındaki oynaklık da devam ederken az çok pası olan döviz- altın alarak kaybını engellemeye çalışıyor.

değinmiştik ve bu konuyu oldukça önemli görüyoruz ki, bankalardaki döviz mevduat hesaplarında son hafta kâr satışı ile yaşanan azalışın TL mevduata yansıması çok sınırlı, bu da kazançların daha çok yastık altına gittiğini gösteriyor. Bankaların döviz mevduat getirisi yok denecek kadar az, ancak vatandaş koruma olarak görülen bankaları neden tercih etmiyor? Asıl mesele burada. Bundan sonraki süreçte döviz mevduatlarında azalma olmasını ters dolarizasyon olarak okumamız için TL tarafında artış olması gerekir. Benzer durumu 2018’deki kur şokunda da yaşamıştı. O zamanki değişime bir bakalım:

10 Ağustos 2018 işlem haftasında toplam döviz mevduat hesapları 159,875 milyar dolar idi ve 17 Ağustos işlem haftasında mevduatlar 152, 297 milyar dolara geriledi. Yani bir haftada mevduatlar 7,5 milyar dolar azaldı. Bu azalışta ağırlık hane halkına aitti, 91,594 milyar dolar olan gerçek kişi mevduatları 5,5 milyar dolar azalmıştı. Tarihe baktığımızda o haftada döviz kurları tarihi rekor kırmıştı ve bu yükseliş de haliyle kâr satışı yaratmıştı. Mart 2021 hareketi ile çok benzer bir durum ve 19 Mart işlem haftasında 8,9 milyar dolarlık satışın 7,2 milyar dolarlık kısmı hane halkına aitti.

Ağustos 2018’de yaşanan bu satış sonrası dolarizasyon bitmiş miydi? Aksine döviz mevduat hesapları her geçen gün artmaya başladı, ancak bu defa yani son zamanlarda döviz bürolarından ve kuyumculardan alınan ‘fiziki’ alımlar çok fazla, bankalardan ziyade yastık altı diye tabir ettiğimiz kişisel saklama-koruma yolları tercih ediliyor. Bu durumun güven sorunu olduğunu olduğu aşikar.

Ülkemizde son yıllarda ekonomik sorunlar ve jeopolitik sorunlar hep artarken siyasi tansiyon da çok yüksek. Tüm bunlara ek olarak bir gece de alınan beklenmedik kararlar da gündemi doldurup taşırmakla kalmıyor piyasalarda da yeni oynaklığa neden oluyor. TL varlıklarda TCMB Başkanının görevden alınması sonrası oynaklık bir nebze azaldı, ama yüksek seviyeler korunuyor, yani kur çıktı çıkacağı kadar ve çıktığı yerlerde daha az değişimle fiyatlanıyor. ise rekor seviyelerden verdiği kaybı toparlayabilmiş değil, hâlâ gerilemeye devam etmesi de yabancı yatırımcının uzaklaştığını gösteriyor. Paskalya dönüşü yabancı yatırımcının isteği artarsa hisse ve tahvillerde bir miktar iyileşme görebiliriz. Dolar kurunda 8,0 altı zorlanma var ve 8,20’li seviye üzerine ise istek canlı, 8,35’i en yakın direnç olarak izlemeye devam ediyoruz.





Source link

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.