Ogün Akkaya
ANKARA – Kurdaki sert dalgalanmanın geride bıraktığı ekonomik tablo üreticileri etkilemeye devam ediyor. Ziraî girdi fiyatlarında da artışı beraberinde getiren süreçte üretici köylüler gübre ve ziraî ilaçları fahiş fiyatların yüzünden satın almakta meşakkat yaşıyor. Yaşadıkları meseleleri lisana getirmek isteyen bir küme çiftçi, Tarım ve Orman Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklama öncesinde TÜM Üretici Köylüler Sendikası üyeleri tarafından “Mazotta ÖTV Kaldırılsın, Tarım Kredi ve Ziraat Bankası Borçları Silinsin, Çiftçiye Ucuz Gübre Dayanağı Verilsin” yazılı pankart açıldı.
“Tarımı görmeyen, yarını göremez!” başlığıyla yapılan açıklamada “Cumhuriyet kurulduğunda ülke nüfusunun yüzde 65-70 dolayında üretici köylü varken ve tarım eserlerinde kendi kendine yeten ülke iken, son yıllarda uygulanan tarım siyasetleri sonucu üreten çiftçi sayısı azaldı, kendine yetemeyen ve tarım eserlerini ithal eden bir duruma geldi” denildi. Nu durumun hükümetin uyguladığı tarım siyasetlerinden ve öteki devletlerin uyguladığı tarımda özelleştirme siyasetlerinden kaynaklandığı belirtildi.
‘GÜBRE TONUNUN BİN 800 LİRADAN 17 BİNE ÇIKTIĞI PERİYOTTA EKİM YAPILIR MI?’
Tarımda uygulanan özelleştirme siyasetlerinin son yıllardan öne çıkarılmasından ötürü şirketlerin tarımı yöneteceğini ya da çiftçilerin tarımda şirketleşeceği belirtilen açıklamada, “Çiftçinin şirketleşme talihi olmadığına nazaran topraklarımızı şirketlere bölüm edeceğimiz manasına geliyor. Bunun sonucunda kendi topraklarımızda personel olarak çalışacağız demektir” sözlerine yer verildi. Bakanlık önündeki çiftçiler Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye “Mazotun 6 liradan 13 liraya çıktığı, gübrenin tonunun bin 800 liradan 17 bin Liraya çıktığı, ziraî ilaçların tonunun 300 Liradan 800 Lira olduğu, elektriğin yüzde 126 zamlandığı bir vakitte ekim yapılır, tarım sürdürülebilir ve üretim yapılabilir mi?” diye soruldu.
‘EKMEĞİ 10 LİRAYA 15 LİRAYA GÖRÜRSEK HİÇ ŞAŞIRMAYIN’
Basın açıklamasında ayrıyeten kelam alarak konuşan TÜM Üretici Köylüler Sendikası Ordu Şube Lideri Zekayi Sağra da zamlanan eserler karşısında yaşadıkları problemleri anlattı. Fahiş fiyatların yüzünden ekilebilir, sulanabilir tarım alanlarının kullanılamaz hale geldiğini belirten Sağra, “Süt ineklerimiz, hamile İneklerimiz açlıktan ölmesin, keselim de günü kurtaralım anlayışı ile Türkiye tarımı karşı karşıya” dedi. Bu durumun faciaya yol açacağını ve çiftçinin tek kaygısının üretmek olduğunu belirten Sağra, tarımdaki monopolleşmeye dikkat çekerek “Maalesef üretimin önüne tarımdaki girdiler başta olmak tarım monopollerine istikamet veren anlayış bugün ülke insanını tümden bitme noktasına getirmiştir. Üretimi olmayan bir ülkenin sonu karanlıktır. Hasat sonu periyodunda ekmeği satış noktalarında 10 liraya 15 liraya görürsek hiç şaşırmayalım” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİ TRAKTÖRÜNE TARLASINA EL KONULMUŞKEN NASIL MORALİNİ BOZMASIN’
Elektrik artırımları sonrasında sulu tarım yapan çiftçilerin ekilen tarlalarının kurumaya terk edildiği, çiftçilerin tarlasını ekemediği ve borçla ömrünü sürdürdükleri tabir edildi. Bakanın çiftçilere yönelik söylediği sözlerin hatırlatıldığı açıklamada öne çıkan başlıklar şu halde oldu:
BİNLERCE ÇİFTÇİ MAĞDUR EDİLDİ: Burada Tarım Bakanına sesleniyoruz ‘çiftçi moralini bozmasın, ekmeye devam etsin’ demişti. Çiftçi borç içindeyken, gerçek enflasyonun yüzde 80’lerin üzerinde olduğu bir durumdayken, traktör ve tarlasına haciz konulmuşken nasıl morali düzgün olabilir. Çiftçiler borç batağında! Dün çiftçilerin ‘kara gün dostu olan’ Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası bugün çiftçileri mağdur eden bir ‘tefeci’ durumuna gelmiştir. Verdiği kredilerin geri ödenmesinde çiftçilerin zorluk çekmesi sonucu on binlerce çiftçi mağdur edilmiştir. Bu mağduriyetin sebebi verilen kredilere uygulanan değişken faiz uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Çiftçinin yaşadığı bu mağduriyet üzerine çiftçi dostu görünen Ziraat Bankası büyük bir “toprak ağası” pozisyonuna geldi.
HAYVAN ÜRETİCİSİ SÜT ÜRETİMİNDEN VAZGEÇİYOR: Ülkede birçok defa birçok kurum-kuruluş için yapılandırma yapılırken üretici köylünün aldığı krediler yapılandırılmamıştır. Yapılandırılmış ise de üreticinin hiçbir kaygısına deva olmamıştır. Bizim talebimiz alınan kredilerin faizlerinin silinmesi ve anaparanın makul bir halde taksitlendirilmesidir. Biz biliyoruz borç bizim, ödememezlik yapmıyoruz. Hatalı muamelesi görmek istemiyoruz. Biz hatalı değil, borçluyuz. Tarımda yaşanan meselelerden biri de hayvan ve süt üretimidir. Üretici köylü, girdilerin kıymetli olması sebebiyle buğday, arpa, mısır ve gibisi tarım eserleri ekimini yapamadığından hayvan ve süt üreticileri dışarıda ithal edilen yemleri kıymetli olarak satın almakta. Bu da hayvanların beslenmesi değerliye mal olmakta. O nedenle hayvan üreticisi beside ve süt üretiminde vazgeçmekte hayvanlarını bölüme terk etmektedir.
‘MAZOT, GÜBRE ÜZERE TARIM GİRDİLERİ YÜZDE 50 HİBE İLE VERİLSİN’
Üretici köylülerin talepleri ise şu halde sıralandı:
- -Tarımda kullanılan mazot, gübre, ilaç, tohum, elektrik ve tüm tarım girdilerinde ÖTV ve KDV kaldırılsın.
- -Mazot ve gübre üzere tarım girdilerin yüzde 50 hibe ile verilmesini. Tüm bankalarda ve Tarım Kooperatiflerinde alınan kredilerin faizleri silinmeli, anaparası beş taksit yapılmalı.
- -Çiftçinin bozulan sicilleri af edilmeli. Tarımda kullanılan elektriğin makul fiyata çekilerek, ödemesi her ay değil hasat sonuna bırakılmalı.
- -BAĞ-KUR primlerinin yarısının devlet tarafından karşılanmalı.
- -Tarım kanununda belirtilen Gayri Safi Ulusal Hasılanın yüzde 1’in üzerinde ödenmesi gereken tarım dayanağının ödenmediğini, dayanağın bu oran üzerinde ödenmesini talep ediyoruz.
Kaynak: Gazeteduvar
