ANKARA – ‘15 Temmuz Darbe Girişimi’nin akabinde Kanun Kararında Kararnameler (KHK) ile vazifelerinden ihraç edilenlerin işlerine iade edilip edilmeme kararını vermek üzere 2017’de kurulan Fevkalâde Hal (OHAL) Süreçleri İnceleme Komitesi’nin vazife müddeti 23 Ocak 2022 tarihinde doluyor.
KHK ile iki yıllığına kurulmasının akabinde misyon mühleti evvel bir yıl, akabinde da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla 24 Aralık 2020 tarihinde bir yıl daha uzatılan OHAL Komitesi, geride kalan beş yılda binlerce başvuruyu sonuçlandırmadı.
BİNLERCE EVRAK KARAR BEKLİYOR
685 sayılı KHK’yle 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan OHAL Süreçleri İnceleme Kurulu, 22 Mayıs 2017 tarihinde çalışmalarına başladı. Komitenin 30 Aralık 2021 tarihinde yaptığı son açıklamaya nazaran, 126 bin 783 müracaatın 16 bin 60’ına “kabul”, 104 bin 643’üne ise “ret” kararları verildi. Kurulun sonucunu açıklamadığı toplam 6 bin 80 müracaat bulunuyor. Misyon mühletinin dolmasına sayılı günler kala binlerce başvuruyu sonuçlandırmayan Komisyon’un vazife mühletinin bir yıl daha uzatılabileceği söz ediliyor.
‘RESMİ GAZETE’DE ‘TERÖRİST’ İLAN EDİLDİM’
OHAL Komisyonu’nun, çalışmalarına başladığı günden bu yana müracaatına olumlu ya da olumsuz cevap vermediği 6 bin 80 KHK’li ortasında, 29 Ekim 2016 tarihinde öğretmenlik vazifesinden ihraç edilen Münir Korkmaz da yer alıyor. İsimli ve idari hiçbir soruşturması olmamasına karşın ihraç edildiğini belirten Korkmaz, 64 vilayette kurulan KHK Platformları’nın sözcülüğünü yapıyor.
KHK ile ihraç edilen ve OHAL Komisyonu’na yaptığı müracaat hala sonuçlanmayan Münir Korkmaz. Geçmişte Eğitim-Sen yöneticiliği yapan Korkmaz, ihracının akabinde yaşadıklarına ait, “Kolay bir şey değil. 29 yıllık öğretmenim ben. Meskenime en yakın bin 500 kişilik bir okulda çalışıyordum. Statüm olduğu üzere bitti. Resmî Gazete’de ‘terörist’ olarak ilan edildim. Okulumun önünden bile geçemiyorum. Konutumun yanında öteki bir okul var, oranın zili çaldığında uzun mühlet ağlıyordum. Öğrencilerim benim ömür kaynağım” sözlerini kullandı.
‘OHAL KURULU DÜNYANIN EN YASA DIŞI ÖRGÜTÜ’
Korkmaz ihracının akabinde, 31 Mart lokal seçimlerinin akabinde Adana’nın Çukurova ilçesinde CHP’den belediye meclis üyesi seçildi. Seçime girerken YSK’nın evraklarını kabul ettiği Korkmaz iki ay sonra “KHK’lı olduğu gerekçesiyle” misyondan alındı. Mevzuyu yargıya taşıyan Korkmaz’ın kişisel müracaatına Anayasa Mahkemesi ret kararı verdi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de başvurusunu kabul etmedi.
“Meclis’te 10 KHK’lı milletvekili varken benim belediye meclisinde üye olmama müsaade vermediler. Orada da hukuksuzlukla karşılaştım” tabirlerini kullanan Korkmaz, OHAL Kurulu tarafından müracaatının hala sonuçlandırılmamasına dair ise şunları kaydetti:
“Ben OHAL Komisyonu’nun dünyanın en yasa dışı örgütü olduğunu düşünüyorum. Hiçbir halde bilgi edinemiyoruz. Kimler ihraç edildi kimler işine döndü bilmiyoruz. O kadar berbat bir şey ki. Ben birinci ihraçlardan birisiyim. Kararlarını erken vermiş olsalar benim yargı sürecim başlayacaktı. Bölge yönetim mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, AHİM üzere süreçlerin önü açılacaktı. Şu an beni, müracaatımı sonuçlandırmayarak ikinci sefer cezalandırıyorlar. Her gün sabah akşam heyecanla sonuçlandı mı diye bakıyorum. Her gün o gerilimi yaşıyorum. ‘Acaba, sanki, acaba’ diyorum. Bakıyorsun yok. O denli bir muğlaklık var. Hayatını ona nazaran şekillendiremiyorsun. Her an iade edileceğim beklentisi içerisindesin fakat bilinmezlikle karşı karşıyasın. Beş buçuk yıldır ben her gün bunu yaşıyorum.”
‘OHAL KOMİSYONU’NUN GÖREV MÜHLETİ UZATILMAMALI’
OHAL Periyodunda yayımlanan KHK’lerle ihraç edilenler ortasında 6 yıl evvel 11 Ocak 2016 tarihinde “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan Barış Bildirisi imzacısı akademisyenler de yer aldı. İhraçlarının akabinde yargılanan, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesinin akabinde beraat eden ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyenlerden ihraç edilenlerin OHAL Komisyonu’na yaptıkları müracaatlar ise ret sonucuyla karşılaştı.
AYM’nin kararının tersine kararlar veren OHAL Komitesi bugüne dek ihraç edilen ‘Barış Bildirisi’ imzacısı 343 akademisyene ‘ret kararı’ verdi. Bu isimlerden 317’sinin Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası (Eğitim- Sen) üyesi olduğunu hatırlatan ‘Barış Bildirisi’ imzacısı, Eğitim- Sen Lideri Prof. Dr. Nejla Kurul’a da ‘ret’ kararı yakın periyotta ulaştı.
OHAL Komisyonu’nun görev müddetinin dolacağı tarih olan 23 Ocak 2022’ye kadar önündeki 6 bin 80 evraka ait karar vermesi gerektiğini belirten Heyet, Eğitim- Sen olarak OHAL Komisyonu’nun vazife mühletinin uzatılmamasını talep ettiklerini söyledi. Siyasal iktidarın Türkiye toplumuna uzatmalı bir OHAL süreci yaşattığını tabir eden Heyet şunları kaydetti:
“OHAL Komisyonu’nun kaldırılması gerekiyor. Olağan demokratik şartlarda olması gereken bu. Sendika olarak talebimiz, OHAL sürecinin kendisinin ve onu simgeleyen bu kurumun vazife müddetinin uzatılmamasıdır. Olağan şartlara dönülmeli ve adil yargılanma sürecinin önü açılmalıdır. Fakat bu yetmez. Adil yargılanma hakkı engellenerek, bireyler oyalanarak, haklarından yoksun bırakılarak sürdürülen uzatmalı OHAL sürecinin bir an önce ortadan kalkmasını ve tamamlanmasını talep ediyoruz. Türkiye’nin demokrasiye ekmek su kadar muhtaçlık duyduğu bir periyot yaşıyoruz. Bu periyottan çıkış için OHAL ile irtibatlı her kurumun ortadan kaldırılması gerekiyor. “
‘OHAL KOMİTESİ AYM KARARLARINI TANIMADI VE KABAHAT İŞLEDİ’
‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyenlerin Anayasa Mahkemesi’nin kararının akabinde yargılandıkları mahkemelerde beraat ettiklerini, bu kararlara karşılık OHAL Komisyonu’nun akademisyenlerin müracaatlarına ‘ret’ kararı verdiğini belirten Eğitim- Sen Lideri Nejla Şura kelamlarını şu halde sürdürdü:
“OHAL Kurulu Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımadı ve bunu yapmayarak hata işledi. Türkiye’de imajda OHAL yok lakin beraat kararlarını dinlemeyen, bunlara bakmıyorum diyen bir kurum var. Bu Türkiye’de hukuk devletinin olmadığını ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının tanımlanmadığı, Anayasa’nın yok sayıldığını görüyoruz. Bu bağlamda da OHAL Kurulu kabahat işliyor. Büsbütün hatasız olan ‘Barış Akademisyenleri’ni cezalandırıyorlar. Hukuk sürecinin hızlandırılarak AHİM’e gidişin önünün açılmasını bekliyoruz. “
‘OYALAMA KOMİTESİ LAĞVEDİLSİN’
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, kamu vazifelerinden ihraç edilen yüz binlerce KHK’liyle Türkiye’nin farklı vilayetlerinde düzenledikleri toplantılarda bir ortaya geldi. CHP’nin bu süreçte ‘KHK’liler Anlatıyor’ başlığıyla oluşturduğu kurumsal mail hesabına bine yakın KHK’liden mektup geldi, yaşatılan hak ihlalleri kayda geçti.
OHAL Komisyonu’nun vazife mühletinin bir yıl daha uzatılacağı duyumunu aldıklarını tabir eden CHP’li Karaca, OHAL Komisyonu’nun “oyalama komisyonu” olduğunu söyledi, “Beş yıldan bu yana OHAL Komisyonu’nun kararını bekleyen, tüzel süreç başlatmak isteyen beşerler, ‘Biz iadeden umudumuzu kestik. İade etmesinler. Reddine karar versinler lakin kesinlikle bir karar versinler’ diyorlar. Bu insanların geleceğine, aile nizamına, ekmeğine, çocuklarının geleceğine kadar sirayet eden bir uzatma kelam konusu” diye konuştu.
OHAL Komisyonu’nu 2019 yılında ziyaret ettiğini, bu ziyaret sırasında yetkililerin kendisine, “Belki bir yıl içerisinde evrakların hepsini kapatırız. Tahminen 2021’de de olabilir” dediğini hatırlatan CHP’li Karaca, “Gayet rahat ve insanların geleceği ile ilgili karar verirken lakayt davranıyorlar” dedi ve kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Aradan beş yıl geçmiş, ülkede bu kadar ağır sorunlar var. Kurul artık 6 bin evrak üzerinde neyi inceliyor? OHAL Komisyonu’nun müddeti uzatılmadan, 6 bin belge oyalanmadan karar verilmelidir. OHAL Komisyonu’nun kararlarında önemli bir güvencesizlik bulunmakta. Artık hukuksal olmaktan çıkmış bu kurum, vatandaşların hukuk uğraşlarının önünde en büyük mani olan bu kurul, derhal lağvedilmeli. 6 bin belgeyi incelemeden yargıya teslim etsinler. Vatandaşlar da kendi hukuksal süreçlerini ve kendi çabalarını vermek için bu pürüz ortadan kalksın. “
‘KENDİSİNİ ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN ÜSTÜN GÖREN BİR GARABET OHAL KURULU VAR’
KHK ile kamu misyonundan ihraç edilen on binlerce kamu çalışanından biri de göğüs hastalıkları uzmanı doktor, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu oldu. 6 Ocak 2017 tarihinde 679 sayılı KHK ile ihraç edilen Gergerlioğlu’nun OHAL Komisyonu’na yaptığı müracaat ise ihraç edilmesinden yaklaşık 4 yıl sonra ‘ret’ ile sonuçlandı.
OHAL Komisyonu’nun geride sonuca bağlanmadığı 6 bin 80 evrak bıraktığını belirten Gergerlioğlu, kurulun fonksiyonuna dair “Komisyonun 21 Ocak 2019’da tüm belgeleri bitmesi lazımdı. Yıllarca bitmedi. Sanırım bir yıl daha uzatacaklar. Hala bir açıklama yok. Büyük bir mağduriyet oluşturdular” dedi.
OHAL Komisyonu’nun “yargısız infaz” ile insanları ihraç ettiğini belirten Gergerlioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesine karşın ‘Barış Bildirisi’ imzacısı akademisyenlere ret kararı verildiğini hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“OHAL Kurulu kendini o kadar muktedir zannediyor ki Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği sıkıntılarda, Anayasa Mahkemesi’ni aşarak inisiyatif kullanıyor. AYM ‘Barış Bildirisi’ni tabir özgürlüğü olarak gördü. Ceza davaları durdu fakat OHAL Komitesi müracaatlara ret kararı verdi. Kendisini Anayasa Mahkemesi’nden üstün gören, sorgulanamayacağını düşünen bir garabet OHAL Komitesi var. Bu komitenin hiçbir kararını kabul etmemek lazım. İnsanları kuyunun tabanına atıyorlar. 15 – 20 yıl sonra fakat bu işler biter. Bir yılı aştı, Yönetim Mahkemesi’nden sonuç yok. Ondan sonra Bölge İdare’ye gidecek oradan da bir, iki yıl. Oradan da Danıştay’a gidecek oradan da iki üç yıl. Anayasa Mahkemesi’ne gidecek beş yıl. AİHM’e gidecek 10-15 yıl. En az 20 yıllık bir süreç. Fecî durum bu.”
Kaynak: Gazeteduvar
