#Burada #nefret #söylemine #yer #yok

Burada nefret söylemine yer yok yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

#Ben #burada #önemli #bir #şey #anlatırken

Ben burada önemli bir şey anlatırken yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Avukatların İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde her hafta perşembe günü gerçekleştirdikleri ‘Adalet Nöbeti’, 2 yıllık ortanın akabinde bir kere daha tutuldu. 101’inci Adalet Nöbeti, Sezen Aksu, Sedef Kabaş ve Mürsel Ünder için tutuldu.

Evrensel’in haberine nazaran adliye önünde bir ortaya gelen hukukçular, “Hukuksuzluğun, makamla sağlanmış gücün karşısına hukukla çıkmak için, sesi kısılmak istenen herkes için biz buradayız ve adalet istiyoruz” diye seslendi.

‘SALDIRILAR TOPLUMSAL BARIŞA YÖNELİK’

Adliye kapısında konuşan Avukat Selin Nakıpoğlu, Sezen Aksu, Sedef Kabaş ve Mürsel Ünder için tuttukları nöbetin münasebetini şöyle açıkladı:

“Şarkılarıyla yarım asırdır hepimize yol arkadaşlığı yapmış bir sanatkarın ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından ‘dilini koparmakla’ tehdit edebildiği, Adalet Bakanı’nın talimatıyla bir gazetecinin gece yarısı konutu basılarak gözaltına alınabildiği ve bir avukatın artık halk için bir güvenlik tehdidi haline gelen bekçiler tarafından hukuk dışı ve keyfi bir halde özgürlüğünden yoksun bırakarak darp edebildiği bir ülkede hiçbirimizin hukuk güvenliğinden ve özgürlüğünden kelam edilemez. Bu akınlar hepimize yöneliktir zira… Hepimizin sesine ve kelamına, özgürlüğüne, hukuk güvenliğine ve yasalar önünde eşitliğe, demokrasiye, halkın bilgilenme hakkına ve toplumsal barışa yöneliktir.

Göründüğümüzden daha çok bireyiz ve daha güçlüyüz. Farklılıklarımızı koruyarak yan yana ve birlikte olmaya, bunu görmeye ve göstermeye, daha çok cürete ve dayanışmaya gereksinimimiz var yalnızca. Hamasetin bulaşıcı olduğunu biliyoruz. Her zamanki kararlılıkla buradayız… Demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri ve hukuk devletini savunmak, halkın hak arama özgürlüğünün sesi ve teminatı olmak için tıpkı kararlılık ve cüretle burada olmaya devam edeceğiz. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.”

‘ARTIK BURADA HUKUKTAN KELAM EDİLEMEZ’

Akabinde Gazeteci Sedef Kabaş’ın avukatı Doğuşcan Aydın Aygün kelam aldı. Aygün, bir hukukçu olarak konuştuğu adliye önünde hukuken söylenecek kelam kalmadığını belirtti ve ekledi: “Artık burada hukuktan kelam edilemez. Türkiye’de yaşayan insanların seslerini yükseltmesi gerektiğini, haksızlığa ‘Dur’ demesi, ‘Sedef Kabaş’a özgürlük’ demesi gerektiğini düşünüyorum.”

Daha sonra bekçiler tarafından karşıt kelepçe uygulanan avukat Mürsel Ünder kelam alarak yaşadıklarını anlattı. “Bir avukata bunların yapılması Türkiye’de özgürlük ve güvenlik probleminin geldiği yeri gösterdi” diyen Ünder, soruşturma sürecinin mesleksel dayanışma sayesinde süratli yürütüldüğüne dikkat çekti.Ünder dayanışmayı sürdürme davetiyle kelamlarını noktaladı. (HABER MERKEZİ)

Kaynak: Gazeteduvar

Çağlayan’da 101’inci Adalet Nöbeti: Sezen Aksu, Sedef Kabaş ve Mürsel Ünder için tutuldu yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul Havalimanı’nın işletmecisi İGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu, kar nedeniyle uçuşların iptal olmasının akabinde 20 bin kişiyi ağırladıklarını belirterek, “İnsanların yerde yatmasından memnun değiliz fakat 20 bin kişiyi birebir anda bir havalimanında konforlu bir formda oturtacak bir altyapı ticari değil ekonomik değil, mantıklı değil” diye konuştu.

Samsunlu, havalimanına gelen çevik kuvvet için de, “Polis yalnızca orada durdu. Oradaki 200 şahısla irtibatı bizim buradaki emniyetin başındaki müdür arkadaşımız yaptı. Onları ikna etti, onların otellere geçmesine aracılık da yaptı. Oradaki insanların natürel ki haklı olarak reaksiyonları olabilir. O reaksiyonları de duyduk ve anında havayolu ile bir arada tahlil üretildi emniyet de burada üstüne düşeni ziyadesiyle yaptı. Oradaki imajda yok büyük polis gücüymüş, bunlar değil bunlar olağan bizim burada çalışan polis arkadaşlarımız” dedi.

‘BİR HAFTADIR TAKİP EDİYORDUK’

Habertürk TV’de Para Gündem programına katılan Samsunlu, İstanbul’u vuran kar fırtınasında İstanbul Havalimanı’nda yaşananları anlattı. Samsunlu, “Biz bu karın geldiğini bir hafta öncesinden Meteoroloji ile birlikte takip ediyorduk. Bu kar fırtınası halinde geldi. Beklediğimiz 10-12 cm’lik kar oluşmasıydı. Bu olağan bir kar yağışı değil. İstanbul bu kar yağışını geçmişte yaşadı. O vakit da havalimanı dert yaşadı” dedi. Samsunlu kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Bu işin özünde tabiata karşı iş yaptığınız için kar yağdığı vakit uğraş var. Havalimanları buna hazırlıklı, biz de hazırlıklıyız. Bu harika bir kar yağışı. Bu kar yağışı İstanbul’un batısını vurdu. Bunun sonucunda da bizim havalimanımızda da önemli bir kar birikmesi oldu. Bu yağan karı kaldırmamız için 100 binden fazla kamyon hareketi gerekiyor. Bu 7 saat demek. Kar size fırsat vermiyor, görüş uzaklığı konusu var. Fırtına içinde saatlerce geçiriyorsanız sizin müdahale talihiniz kalmıyor. Hava 1-1,5 saat müsaade etseydi bunun sonucunu görürdük. 7 saat aralıksız kar yağdı ve 40 cm kar birikti.”

‘BİR KAÇ FOTOĞRAF ÜZERİNDEN YORUM YAPMAK HAKİKAT DEĞİL’

Mağduriyet yaşayan yolcuların kahırlarının giderilmesi konusunda bir çalışma olup olmadığı konusunu açıklayan Samsunlu, “Bu kar operasyonu cuma günü başladı. O gün bu havalimanından 400’e yakın uçak kalktı. 12 saat içerisinde düşseydi bu kardan sorun çıkmazdı. Uçaklar iptal edilince terminalde 20 bin kişi kaldı. 20 bin kişi için birkaç fotoğraf üzerinden yorum yapmak hakikat olmaz. Buradaki insanlardan rastgele birinin aç kaldığını, battaniye verilmediğini, üşüdüğünü, yahut alışverişlerinde internet temasında sorun yaşadığını söyleyecekse elbette dava açabilir. Biz de yaptıklarımızı göğsümüzü gere gere anlatırız” diye konuştu.

Samsunlu şunları kaydetti: “Bu kar sürecinde birinci amacımız hiç kimse dışarıda kalmasın. Bizim D-20’den irtibat yolumuzdan, ben de oradaydım, bine yakın aracı biz kendi imkanlarımızda havalimanı otoparkına aldık. Otele gitmek isteyen yolcular oldu. En proaktif tahlilleri getirmeye çalıştık. İnsanların yerde yatmasından keyifli değiliz fakat 20 bin kişiyi birebir anda bir havalimanında konforlu bir biçimde oturtacak bir altyapı ticari değil ekonomik değil, mantıklı değil. Zira biz burada yolcuları gün içinde döndürüyoruz. Olağan ki rahatsız oldular ben bunu yadsımıyorum ancak biz de onların rahatsızlıklarını azaltmak açısından ne gerekiyorsa verdiğimizi düşünüyorum. Tüzel tarafı başka bir bahistir herkes hakkını arayabilir biz de yaptığımızı anlatıyorum. Burada 60 binden fazla kumanya dağıtıldı. Vilayetin AFAD’ın gönderdiği battaniyeler, bizimkileri 5 bin battaniye dağıtıldı. Bunlara baktığınızda elimizden gelenin en güzelinin yapıldığını… Sonlananlar oldu onları yatıştırdık lakin herkesin muhtaçlığını elimizden geldiğince görüldüğünü düşünüyorum.

Biz kimseye karton dağıtmadık. Burası çok büyük sevkiyatın olduğu bir havalimanı. Buradaki ticari işletmelerin kenarında olan kartonları alıp altlarına koyan yolcularımız olabilir. Biz bunların organize bir formda yapıldığını düşünmüyoruz. Yolcular panik halinde o kartonları bulmuş olabilir. Burada organize karton dağıtması üzere bir şey kelam konusu değil, komik bu.

‘POLİSLER BURADA ÇALIŞIYOR’

İkincisi otel konusu dediğim üzere polisimizin olaya gösterdiği reaksiyon bir reaksiyon değil. Polis yalnızca orada durdu. Oradaki 200 bireyle irtibatı bizim buradaki emniyetin başındaki müdür arkadaşımız yaptı. Onları ikna etti, onların otellere geçmesine aracılık da yaptı. Oradaki insanların doğal ki haklı olarak yansıları olabilir. O yansıları de duyduk ve anında havayolu ile bir arada tahlil üretildi emniyet de burada üstüne düşeni ziyadesiyle yaptı. Oradaki imgede yok büyük polis gücüymüş, bunlar değil bunlar olağan bizim burada çalışan polis arkadaşlarımız.”

Pazartesi günü yaşanan ağır kar yağışı nedeniyle İstanbul Havalimanı’nda uçuşlar iptal edilmiş, çok sayıda kişi havaalanında mahsur kalmıştı. Turistler ise otellere yerleştirilemedikleri için durumu protesto etmişti.

Kaynak: Gazeteduvar

İGA CEO’sundan havalimanında çevik kuvvet savunması: Yalnızca durdular yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Mersin’in Toroslar ilçesindeki maden ocağına ilişkin krom atık havuzu çok yağışlar nedeniyle çöktü. Görgü şahitlerine nazaran, binlerce tonluk zehirli krom Deliçay üzerinden denize karıştı.

Mezopotamya Ajansı’ndaki habere nazaran, Mersin’in Toros ilçesi Musalı Mahallesi’nde 2013 yıllında kurulan Krom Ocağı ve Zenginleştirme Tesisi’ne ilişkin atıkların toplandığı havuz çöktü. Zehirli atıklar Deliçay Deresi’ne karıştı. Parmakkurdu ve Şahinpınarı Mahallesi’nin ortasından bulunan taliye yoldan Musalı Mahallesi’nin yolu taşlarla kapatıldı. Fakat çökme nedeniyle kapatılan yol hala açılmadı.

Mahalle muhtarı Ferhat Turan, “Arıtma havuzları evvelden aşağıdaydı. Kâfi gelmedi galiba, üste aldılar. Haftada iki ya da üç gün buradan geçiyorum. Kenarda gördüğüm su evvelce yoktu. 20 gün evvel buradan akmaya başladı. Büyük ihtimalle havuzda bir kaçak vardı ve bu kaçaktan ötürü da bu materyal aktı. Materyal, Deliçay’ın önünü kapattı. İhmal olup olmadığını bilemem, bahsin uzmanı değilim. Burada büyük bir tabiat katliamı oldu diyebilirim. Bu da göz nazaran geldi” dedi.

‘BUNUN ÇÖKECEĞİ ÇOK BELLİ’

HDP Mersin Milletvekilli Rıdvan Turan da yaşanılanları “doğa katliamı” olarak nitelendirerek, şunları söyledi: “Burada krom maddeni var. Şu gerimde görmüş olduğunuz büyük set, krom unsurun atıklarının atıldığı set. Bu set bundan beş gün evvel yağan yağmurlara bir arada çökmüş durumda. Buna bağlı olarak da aşağıdaki vadiye kanserojen içeren hususlar doldu. Üstten gelen dere bütün o atıkları aşağıya yani tarım alanlarına yanlışsız süpürdü. Yani şu setin, ardındaki yükün tartısına bağlı olarak çökeceğini öngörmek için alemi cihan olmaya gerek yok. Bunun çökeceği çok aşikâr. Burada açık bir formda ihmal kelam bahsidir. Bu faciaya birileri göz nazaran göre imkan sağladı. Atıklar, Deliçay üzerinden sulama kanalları ve tarım alanlarına ulaşmaktadır. Bu alanlar da kanserojenle karşı karşıya. Deliçay’da büyük balık vefatları meydana gelecek. Yazıktır.”

ŞİRKETİN KAĞIT ÜSTÜNDE İSİM DEĞİŞİKLİĞİNE GİTTİĞİ SAV EDİLİYOR

Krom Ocağı ve Zenginleştirme Tesisi Kapasite Artışı ve Atık Depolama Alanı Çevresel Tesir Değerlendirmesi (ÇED) raporu, Etraf ve Şehircilik Bakanlığı İnceleme Kıymetlendirme Kurulu tarafından 3 Kasım 2013 tarihinde kabul edildi. Akabinde faaliyete geçen ve Soma’da 301 madencinin hayatını yitirmesinden sorumlu Soma Holding bünyesindeki Minsan Madencilik A.Ş. tarafından işletilen tesis daha sonra MMK Madenciliğe devredildi. Fakat işten çıkardığı emekçilerin mahkeme tarafından belirlenen tazminatlarını vermemek için şirketin, kağıt üzerinde isim değişikliğine gittiği tez edildi.

Kaynak: Gazeteduvar

Mersin’de madenin atık havuzu çöktü, tonlarca zehir denize karıştı yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Geçim sıkıntısındaki vatandaşlar, sıfır dereceye yakın ve orta ara kar yağışlı havada bile ucuz ekmek için metrelerce kuyruk oluşturdu. Üşümelerine karşın sıraya girmek zorunda kaldıklarını söyleyen vatandaşlar, “Herkes sıcak yerin altında, (soğuğu) biz çekiyoruz. Ellerini (eliyle kalbini göstererek) şuraya koysunlar. (Eliyle cebini göstererek) Buraya değil, buraya bakmasınlar. Bu halkın bu türlü ıstırap çekmesi günah günah” kelamlarıyla reaksiyonunu lisana getirdi.

Batuhan SERİM

Fahrettin ÖZTÜRK

Kamera: Sinan TUNÇ/İSTANBUL

Kış İstanbul’da bugün itibariyle tesirini gösterdi. Hava sıcaklığı 2 dereceye kadar düştü, birtakım bölgelerde kar yağışı gerçekleşti. Lakin ekonomik darboğazla uğraş eden vatandaşlar, makus hava şartlarına karşın daha ucuza ekmek alabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.

Halkın sofrasına 1 lira 25 kuruştan ekmek götürebilmesi için uğraş harcayan İBB Halk Ekmek grupları de büfelere ekmek yetiştirmeye çalıştı.

İBB’nin günde 1,5 milyon civarında halk ekmek ile değişik eseri satış noktalarına verdiği biliniyor.

SÖZCÜ muhabirleri, İstanbul Sultangazi’de orta ara yağan karın altında bekleyen vatandaşlara mikrofon uzattı, Çağlayan’da soğukta bekleyen vatandaşları görüntüledi.

Halk, şu sözlerle isyan etti:

“ESKİDEN EKMEĞİ FIRINDAN ALIYORDUK, BURADA KUYRUK MUYRUK YOKTU”

Hasan Gözgör: “Ne yapalım, bahtımız bu türlü, yapacak bir şey yok… Yarım saatten fazladır burada bu havada bekliyoruz. Halk ekmek almaya son devirde başladık. Evvelce ekmeği fırından alıyorduk. Bu türlü kuyruk muyruk yoktu. Bu kuyruklar yeni başladı, artırımdan sonra bu türlü oldu. Artırımdan evvel fırından ekmeğimizi alıp yiyorduk, bundan sonra alamayız. Ekmeğe nereden para bulacağız? Para yok ki ekmeğe verelim… Mecbur bu türlü zahmet çekiyoruz burada. Te üstten geliyoruz, bu yağmurda çamurda burada sıra bekliyoruz bir ekmek için.”

“EMEKLİ MAAŞI İLE NASIL FIRINDAN EKMEK ALAYIM?”

Sevim Hoş: “Çok makus durumdayız. Mecbur alıyoruz, sıradayız. Bir ekmek 2.5 – 3 lira olmuş, ben nasıl vereyim o parayı? Bir emekli maaşı ile nasıl geçineceğim ben? İmkansız.”

“HALKIN VAZİYETİNE BAKIN…”

Veli Satılmış: “Neyi anlatayım ki? Hangi birini anlatayım? O kadar rezalet ki… Şu halkın vaziyetine bakın. Her gün tıpkı, değişen hiçbir şey yok. 1 kilometre uzaktan gelip de ekmek alanlar var. Ellerini ( eliyle kalbini göstererek) şuraya koysunlar. (Eliyle cebini göstererek) Buraya değil, buraya bakmasınlar. Bu halkın bu türlü ızdırap çekmesi günah günah.”

“İNSANLAR SOĞUKTA BEKLİYOR, YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ?”

Gülbahar Emre: “Böyle olur mu? Beşerler soğukta bekliyor, yazık günah değil mi? Bir saatten fazladır bekliyoruz. Mecburen her gün sıraya girmek zorundayız. Bazen 40 dakika, 1 saat, 1.5 saat bekliyoruz. Ekmek fiyatları yükseldiğinden beri Halk Ekmek alıyoruz.”

“HER GÜN SABAH-AKŞAM SAATLERCE NÖBET BEKLİYORUZ”

Murat Doğan: “Her gün sabah-akşam burada saatlerce nöbet bekliyoruz… Halk perişan durumda. Alım gücümüz olmadığı için bu ekmek kuyruğuna girmek zorundayız. 1-1.5 saat beklediğimiz oluyor. Bu sene başladım Halk Ekmek almaya, öncesinde fırından alıyordum. Ne rahmet varsa Halk Ekmek’te var.”

“DEVLET BÜYÜKLERİNİN BİZE KULAK VERMESİ LAZIM”

İbrahim Keskin: “İnsanlar bir ekmek daha fazla almak için sırada bekliyor. Beşerler aç, yetmiyor… Pahalılık o biçim. Bu beşerler onun için burada bekliyor lakin devlet buna sahip çıkmıyor. Bize sahip çıkmadığı için biz garibanız. İnsanların birçok emekli burada. Maaşlar yetmiyor. Sıkıntı olmaz mı, güç ancak mecburuz. Maaşa artırım yok lakin her şeye artırım var… Devlet büyüklerinin bunu dinlemesi lazım. Bunlara kulak vermesi lazım. Lakin maalesef vermiyor…”

 “HERKES SICAKTA, SOĞUĞU BİZ ÇEKİYORUZ”

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş: “Herkes sıcak yerin altında, (soğuğu) biz çekiyoruz. Üşüdüm. Mont bile bulamadım sırtıma giymek için. Ayaklarım da ıslandı. Bir 2 saat de akşam sırada bekliyoruz. Gelin bir de akşam görün bu sırayı. Çabucak çabucak 1 yıldır Halk Ekmek almaya başladım. Ekmek fiyatları 2.5 TL olunca fırınlardan almayı bıraktık. Bizi bu türlü edenler utansın…”

Kaynak: Sözcü

Kış ortasında ekmek kuyruğu: Devlet büyükleri ellerini ceplerine değil, kalplerine koysunlar yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Gündeme ait paylaşımları ile isminden sıkça kelam ettiren ve toplumsal olaylara hassaslığı ile bilinen komedyen Şahan Gökbakar; genç intiharları, bayan cinayetleri ve orman yangınları başta olmak üzere Türkiye’nin aktüel durumuna isyan etti.

Türkiye, dün iki kara haberle sarsıldı!

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, cemaat yurdunda yaşadığı baskılardan ve gelecek derdinden ötürü intihar etti. 20 yaşındaki gencin dün sabah arkadaşlarıyla kaldığı dairenin bulunduğu apartmanın 7. katından atladığı öğrenildi. Kara ömrüne son vermeden evvel yayınladığı görüntüde istememesine karşın ailesinin zoruyla cemaat yurdunda kaldığını söyledi.

“BURADA KALMAYA ZORLADILAR”

– Şu an bir cemaat yurdunda kalıyorum. Hiç kalmak istememe ve bunu aileme tekraren söylemiş olmama karşın birinci üniversite kazandığım vakit tekrar buraya geleceğim vakit bu türlü söyledim ancak burada kalmaya zorladılar. Buradaki vazifeli abi benimle biraz konuştu. “Ailenin zoruyla mı kalıyorsun?” diye sordu “Evet” dedim. Babamla konuştu, babamın beni arayıp söylediği şey şu oldu: Oranın kurallarını aksatma, namazlarını kıl, orada aç kitabını oku.

“PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK YORULUYORSUNUZ”

– Bu türlü bir durumun içerisindeyim. Size bir günümü anlatmak istiyorum. Sabah 06.30’da sabah namazı için kalkıyoruz, sonra okula gidiyorum, sonra 16.30-17.30’a kadar okuldayım. Zati 17.00 üzere yemek yeniliyor. Sonra akşam namazı var. Ondan sonra bir saat burada kitapları okumak zorundasınız. Ondan sonra yatsı var.  Bunları yapınca saat yaklaşık 8 oluyor ve ruhsal olarak çok yoruluyorsunuz.

“TÜM YAŞAMA SEVİNCİMİ VE HEVESİMİ KAYBETTİM”

– Aslında tüm gün okuldasınız üstüne bir de istemeye istemeye bunları yapınca özgürlüğünüz elinizden gitmiş üzere hissediyorsunuz ve çok berbat bir durum. Bir yerden sonra dayanılmıyor sahiden. 23.00 üzere esasen yatıyorum yoksa sonraki gün uykusuz kalıyorum. Pazartesileri burada cemaat dersleri var. 20.00’de geliyor cemaat 22.00’a kadar buradalar ve ona da katılmak zorundasınız.

– Hafta sonu yeniden dersmiş, kitap okuma ve paklık var ve tekrar size 3-4 saat üzere tahminen o da kalmıyor şu an. Tam vakit söylemek değişebiliyor. İçinde bulunduğum durumdan hakikaten tüm yaşama hevesimi, sevincimi kaybettim. Aileme de bunu açıkça söyleyemiyorum korkuyorum ne yapacaklarını hiç bilemiyorum her şey yapma potansiyelini taşıyorlar.

Enes Kara’nın vefatı Twitter’da gündem oldu. Ortalarında siyasetçi ve ünlülerin de bulunduğu çok sayıda kişi kaçak cemaat yurtlarının faaliyetine son verilmesini istedi.

Bir başka berbat haber ise İstanbul’un Tuzla ilçesinden geldi…

Avukat Dilara Yıldız, tekraren şikayetçi olduğu ve uzaklaştırma kararı aldırttığı eski nişanlısı tarafından göz nazaran göre katledildi. Genç bayan, kendisini silah zoruyla alıkoyan Oktay Dönmez’i karakol yakınında bir restoranda yemek yemeye ikna etti. Durumdan haberdar olan arkadaşları polisi aradı. Karşısında polis takımlarını gören Dönmez, restoranda Dilara’yı 3 kurşunla öldürdü.

Türkiye’yi sarsan her iki olay da toplumsal medyada gündem oldu. Yaşananlara her kesitten reaksiyon yağarken,  komedyen Şahan Gökbakar da Twitter’dan yaptığı paylaşımla isyan etti.

“KISKANILIYORUZ AMA…”

Gökbakar, paylaşımında şu sözleri kullandı:

“Güçlü ülkeyiz, her şeyin en düzgününü yapıyoruz evelallah diyoruz. Dünyaya meydan okuyoruz. Şahlanıyoruz, herkes bizle uğraşıyor, kıskanılıyoruz falan lakin ne ormanlarımızı koruyabiliyoruz, ne bayanlarımızı, ne çocuklarımızı sakınabiliyoruz, ne de gençlerimizi…”

Şahan Gökbakar’ın paylaşımı.

Komedyenin bu paylaşımı binlerce etkileşim aldı.

Kaynak: Sözcü

Şahan Gökbakar: Ne ormanlarımızı koruyabiliyoruz, ne bayanlarımızı, çocuklarımızı sakınabiliyoruz, ne de gençlerimizi… yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Bizi burada oynatan, geçen sezonki şampiyonluklar yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Eriş: “Benim için İzmirspor öbür bir duygu”

Merasimde konuşan Levent Eriş, İzmirspor ile olan öyküsünün futboldan öte olduğunu söyledi. Eriş, “Bu bir hayat öyküsüdür. 7 yaşında annesini ve babasını kaybetmiş, tutunabilecek tek kısmı İzmirspor olan bir ömür hikayesi. Benim için İzmirspor öteki bir his. İzmirspor’un bize kattığı değerli pahalar vardır. Buraya gelişime ‘Bölgesel Amatör Lig’e geldi’ olarak bakanlar büsbütün yanlış bakarlar. İzmirspor sevdasının ligi olmaz. İzmirspor’un harikulade bir idare konseyi ve sinerjisinin olduğunu ve camiayı tekrar ayağa kaldırdığını her platformda tabir ettim. Herkesin hoş yorumları benim de burada olmam gerektiğini gösterdi” dedi.

“El birliğiyle İzmirspor’u eski günlerine döndürmek için çalışacağız”

Teknik yöneticilik mesleği boyunca 24 kadro çalıştırdığını vurgulayan Levent Eriş, “Yılmaz Vural’dan sonra tahminen de en çok kulüp çalıştıran teknik yöneticim. Lakin 24 grup içerisinde birinci kez bu kadar büyük bir heyecana sahip idare surasıyla birlikteyim. Geçen pazar günü yaptığımız toplantıda geleceğe dönük bir planlama yaptık. Herkes ucundan nasıl tutabilir diye uğraş vermek için ortaya her şeyini koydu. Bu beni inanılmaz onurlandırdı. İzmirspor’un sevdası hiçbir şeye değişilmez. Ben buradan hiç gitmedim ki dönmüş olayım. Gönlüm daima buradaydı. Tekrar fiziken birlikteyiz. Hayatım boyunca çok profesyonel çalıştım fakat burada benim hislerim konuşuyor. Dokunsalar ağlayacak durumdayım. El birliğiyle İzmirspor’u eski günlerine döndürmek için çalışacağız. Buradan en son ayrılığımda 1. Lig’deydik, inşallah buradan bir daha ayrıldığımda da 1. Lig’de olacağız. İnşallah antrenörlüğümü de burada bırakırım” diye konuştu.

Topaloğlu: “Yuvanıza güzel geldiniz hocam”

İzmirspor Lideri Nedim Topaloğlu, “Çok heyecanlıyım. Levent Eriş hocamızı İzmirspor A Takımı’nın başına getirdik. Sağ olun hocam bizi kırmadı, buraya kadar geldi. Bundan sonraki amacımız Bölgesel Amatör Lig’den (BAL) 3. Lig’e ve daha sonra 2. Lig’e çıkmaktır. Yuvanıza güzel geldiniz hocam” dedi.

Birçok grup çalıştırdı

Teknik yöneticilik mesleğine İzmirspor’da başlayan Eriş; Manisaspor, Kayserispor, Mersin Egzersiz Yurdu, Manisaspor, Altay, Diyarbakırspor, Samsunspor, Adana Demirspor, Manisaspor, Giresunspor, Boluspor, Adanaspor, Bucaspor, Manisa Büyükşehir Belediyespor, Mersin Antrenman Yurdu, Gümüşhanespor, Fethiyespor, Bucaspor, Adanaspor, Elazığspor, Kastamonuspor ve son olarak da Diyarbekirspor’da misyon yaptı.

Akın Küçükkurt – Salih Yılmazsoy / İZMİR (İHA)

Levent Eriş, 22 yıl sonra yuvası İzmirspor’a döndü yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Mersin’de metro temel atma merasimine katıldı. “Belediyecilik yalnızca yoldan, binadan, ranttan, imardan ibaret değildir, belediyecilik insanın kalbine, gönlüne girmektir” diyen Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer’in akabinde konuşan Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Mersin’deki mitingine işaret ederek tabirleri kullandı:

“Sizlerle bir arada olmak, aranızda bulunmak, bu türlü bir kalabalığın karşısında olmak ve sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte burada olmak inanılmaz bir heyecan, büyük bir onur. Yalnız bir şey söyleyeyim bu kalabalığı daha önce burada toplayamayanlar vardı. Ne olacak artık? Eyvah eyvah yandık bundan sonrasında. Hakkınızı bize helal edin. Bu saatte öbür işler yapabilirdiniz ancak buradasınız.

‘TÜRKİYE AĞLIYOR’

Bugün artırımlarla hem memur artırımları hem de yılbaşının çabucak sonrasında malum artırımlarla karşı karşıyasınız. Ben 24 aydır vilayet il, ilçe ilçe geziyorum. 81 ilin 79’unu tamamladım. Türkiye ağlıyor. Kendi çocuğu işsizken 5 maaşlı danışmanları duyup ağlayan beşerlerle karşı karşıyayız. Biz Allah’ın müsaadesiyle iktidara geleceğiz. 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak. Biz bu yanlışlıkları yapmayacağız ve bu kul hakkını yemeyeceğiz. Yiyenlerin de kursağında kalmasını sağlayacağız. Ben 2017’de Mersin’e geldim. Referandum için çalıştım. Mersinli dinledi, gereğini yaptı. Malum tek adam sistemi Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi kabul edildi. Gelirleriniz azaldı, çocuklarınızın işsizliği çoğaldı. Liyakatsizlik tabanına vurdu. Kayırmacılık tabanına vurdu. Bu sene çiftçi buğdayı için gübre atamadı.

‘EN BÜYÜK BEKA SORUNUZ SİZSİNİZ’

Artık o denli bir sistemle bir ortadayız ki, yönetiliyoruz ki bakanlar buyruk eri. Müsteşarlık kavramı gitti bu ülkenin. Bu devletin hafızası gitti. Beka diyorlar beka diyorlar. Bu ülkenin hafızasını götürdünüz hafızasını. Bundan büyük beka sorunu mu olur? En büyük beka sorunu sizsiniz siz. Bugün gencecik çocuklar gece oturup, gündüz uyuyor. Babasından harçlık almamak için onun gözüne görünmüyorsa bu tek adam sisteminin sonucudur. Beş maaş alan danışmanlar utanmadan altıncısını da istiyorsa bu tek adam sisteminin sonucudur. Kayırma, liyakatsizlik ortadaysa senin çocuğun 82, 86 puanla elenirken, 50 puan alan mülakatta geçip atanıyorsa bu ülkede çok büyük bir sorun var demektir. Bu sorunun sorumlusu bu tek adam sistemini çok isteyen sayın Erdoğan ve bu ucube sistemdir. Zenginler AK Partili, fukaralar her partili olmuş. İşte bu harami tertibi daima bir arada yıkacağız biz.

Ben buradan sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Burada bir miting yaptın. Gördük daima birlikte. Sonra sayın Kılıçdaroğlu’nun mitingine müsaade vermediniz, öteki bir yerde oldu onu da gördük. Bugün burada bu açılış için Mersinlinin teveccühü var. Mersinli ‘derhal seçimi getir, sandığa teslim ol’ diyor. Bu harami nizamı helal oylarınızla, sandıkta demokrasi ile ‘addaya’ göndermek için derhal seçim, çabucak seçim diyorum.”

‘PARAYI HALK İÇİN KULLANACAKSINIZ, BİR AVUÇ KİŞİ İÇİN DEĞİL’

Mersin Valiliği’nin miting yapmasına müsaade vermediği CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Akşener’in akabinde kürsüye çıktı. “Benim umudum sizlersiniz. Bu meydanda miting yapmamıza daha evvel müsaade vermemişlerdi. Demek ki halk değişim, seçim istiyor. Parayı halk için kullanacaksınız, bir avuç kişi için değil, her konutta tencere kaynayacak” diyerek şöyle konuştu:

“Sakın ola ki ümitsizliğe kapılmayın. Bir belediye liderinin kendi kentine yapabileceği en büyük yatırımın metronun temelini atıyoruz. Süleyman Şah Türbesi’ni tekrar topraklarımıza götüreceğiz. Hepiniz bunun şahidi olacaksınız. Millet İttifakı olarak Samandağ’dan başlayıp bütün bu havzayı Akdeniz’in en görkemli havzası haline getireceğiz. Bu bölge Akdeniz’in en görkemli bölgesi olacak.

‘YANDAŞLARA DEĞİL, VATANDAŞLARA HİZMET EDECEĞİZ’

Biz yandaşlara değil vatandaşlara hizmet edeceğiz. Biz kaynağı vatandaşlara harcayacağız. Bir soygun nizamına son vereceğiz. Hani var ya gitmediğiniz yollara para veriyorsunuz, hani var ya 30 yıllık garantiler bunların hepsine son vereceğiz. Tamamını kamulaştıracağız. Sandık gelecek mi diye soruluyor. Gelecek efendim gelecek. Bugün olmazsa yarın gelecek yarın olmazsa öbür gün gelecek. Birinci sefer sandığa gidecek gençlerimiz, birinci sefer otoriter bir idaresi demokratik yollarla değiştireceksiniz, dünya siyaset tarihine çok değerli bir mirası sizler bırakacaksınız.

En geç iki yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz. Asla ırkçılık yapmıyorum. Suriyeliler de kendi ülkelerinde huzur içinde yaşasınlar. Suriye ile de barışacağız, Mısır’la da barışacağız. İç siyasette olduğu üzere dış siyasette da Türkiye kurucu ayarlarına dönecek. Asla unutmayın, sandık gelecek, sandığa sahip çıkmak bizim vazifemiz; oy kullanmak sizin göreviniz!”

Akşener ve Kılıçdaroğlu, temel atma merasimi öncesinde Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Seçer ile Mersin 100. Yıl Standı’nın yer aldığı aktiflik alanını ziyaret etti. (HABER MERKEZİ)

Kaynak: Gazeteduvar

Kılıçdaroğlu ve Akşener, Mersin’de: Türkiye ağlıyor yazısı ilk önce SEVİ - HAYATTAN Bİ'HABER üzerinde ortaya çıktı.