Nif Dağı Karamattepe’nin antik madencileri

Daniş Baykan*

Nif Dağı, batısındaki İzmir, kuzeyindeki Spil Dağı ve doğusundaki Bozdağlar arasında yer alır. Nif Dağı Karamattepe’de ele geçen metal buluntu ve arkeometalürji verileri, burada kapsamlı bir metal üretimini kanıtladı. Karamattepe’nin antik madencilerin bronz dökümü, gümüş ayrıştırma, demir izabesi ve demir dövme işlemleri yaptıkları kesinlik kazandı.

Bir Antik Çağ madencisinin metali cevherden nesneye dönüştürme aşamalarını şöyle sıralayabiliriz: Hammaddeyi elde etme, cevheri hazırlama, izabe ve şekillendirme. Antik Çağ’da cevher, açılan galerilerden veya yüzeyden elde ediliyordu. Metal cevherlerinin ufak parçalara ayrılması, bazen yıkanması bazen de kavrulması cevherin hazırlık aşamalarındandır. Fırın ısısından tasarruf etmek ve daha saf ürün elde edilmesinde kullanılan cevher zenginleştirme taşlarının örneklerini Karamattepe’nin antik madencileri de kullandı. Ufalama sonrasında, cevher parçalarının boyutlarına ve üretim yerinin suya yakınlığına bağlı olarak bazen yıkama işlemi gerçekleştirilirdi.

Cevher zenginleştirme havanlarında cevher hazırlayanlar.

Karamattepe’nin güney doğusunda tespit edilen, bazı ana kaya çukurları ve aralarındaki su kanallarının cevher yıkamayla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Cevheri daha saf hale getirmek için yapılan kavurma işlemi de Antik Çağ’da tercih edilen yöntemler arasındadır. Bu aşamada bir miktar cevher üzerine yığılan odun ve çalılar yakılır. Kavurma işleminde amaç hem tane boyutunu küçültmek hem de saflaştırarak fırın ısısından tasarruf sağlamaktır. Kavurulan cevher içerisindeki kireç gibi ısıya duyarlı gözeneklerin genleşmesiyle ufalanma ve de saflaşma gerçekleşir. Karamattepe kazı alanının güneyindeki yanarak kireçleşmiş taşların bulunduğu alan, antik madenciliğin kavurma aşamasına işaret eder.

 

MADENCİLER CEVHERE DEĞİL ORMANA YAKINDI

Karamattepe’deki demir izabe fırınları, demir işlikleri, tamamlanmamış demir ürünler ve süngerimsi dokulu tam işlenmemiş üretimler antik demircilerden günümüze kalanlardır. Burada en çok üretim verisini barındıran metal, demirdir. Bölgede ve yakın çevrede demir cevherleri bulunmaktadır. Demir izabe ısısının sağlanması için mutlaka kömüre ihtiyaç vardır. Demir cevheri fırında ancak ısının bin 200 santigrat derece civarına çıkartılmasıyla izabe edilebilmektedir. Ancak bu ısının odun ateşiyle sağlanması mümkün değildir. Antik Çağ koşulları ve teknolojisi düşünüldüğünde sadece odun kömürü kullanımı vardır. Diğer kömürlerin kullanımı daha geçtir. Kaliteli ve yüksek kalorili odun kömürü, odunların kuru otların altında alevsiz ve uzun sürede kontrollü bir şekilde yakılmasıyla elde edilir. Yüzlerce yıldır devam eden bu işleme günümüzde Anadolu’da ‘torak’ denilmektedir. Torak için yığılan odun ağırlığının beşte biri oranında odun kömürü elde edilmiş olur.

Karamattepe Metal İşliği genel canlandırma.

Günümüzde kullanılan oranlarla Antik Çağ üretimlerini karşılaştırarak bazı hesaplar ve oranlar oluşturmamız mümkün olabilmektedir: 40 ton odundan 8 ton odun kömürü elde edilir. 8 ton odun kömürü 1 ton demir cevherinin izabesinde kullanılır. 1 ton cevher bu bölgenin maden yatağı özellikleri ve Antik Çağ teknolojisi düşünüldüğünde yaklaşık 350 kg demir yapar. Bunun fireler sonrası ve obje haline getirilmesi ancak 200 kg olabilir. Dolayısıyla bir antik demir işliğinde 200 kilo demir nesne elde etmek için bir ton cevheri yaklaşık 300 yetişkin çam ağacıyla izabe etmek gerekliydi. Bu yüzden antik demirciler cevher yerine ormana daha yakın olmayı tercih etmişlerdir. Karamattepe’nin yakın çevresindeki iğne yapraklı doğal ormanın günümüzdeki varlığına dayanarak eskiden de bu şekilde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Odun kömürü / torak yapımı.

Yakın zamana kadar MÖ 3.-1. yüzyıla tarihlenen, İtalya Populonia Baratti demir fırını Antik Çağ’ın yerinde saptanmış en erken demir izabe fırınıydı. Yine yakın zamana kadar MÖ 1. binyıl için demir üretimi ve fırın verilerinin son derece sınırlı olduğu genel bir kabuldü. Buna karşın Nif Dağı kazısında Karamattepe metal işliğindeki fırınların saptanmasıyla artık Batı Anadolu’da MÖ 6. yüzyıldan itibaren demir izabe fırınlarının kullanıldığını biliyoruz.

 

DEMİRCİ İŞLİKLERİ

Yüksek ısıya ulaşma yöntemlerinden biri de üfleçlerin kullanıldığı körüklemedir. Saz, ahşap gibi ısıya dayanıksız malzemeden yapılan üfleme çubuklarının közle temas eden ucuna -bazen üflemenin yapıldığı uca da- pişmiş toprak, taş gibi üfleçler eklenmiştir. Geleneksel üretimin devamlılığını ve etnoarkeolojinin metalürji işlikleri için geçerliliğini göstermesi açısından Tunç Çağ ve Osmanlı üfleçleri ile iki adet Karamattepe pişmiş toprak üfleç parçasının benzerlikleri önemlidir. Antik demir izabe fırınlarında iç ısının yüksek tutulması için vazo resimlerinden öğrendiğimize göre fırının üst açıklığını tamamen kapatacak kaplar yerleştirilmiştir. Bunda amaç içeride körüklemeyle artırılan közlenmenin havayla temasının kesilerek küllenme süresini uzatmak, dolayısıyla ısıyı yüksek tutmaktır.

Metalürji fırın ve ocakları, körükleme.

Fırın ağzına yerleştirilecek kabın pişmiş topraktan olacağı düşünüldüğünde yüksek ısıda devamlı kalması sebebiyle deforme olabileceği için bugün Hindistan, Afrika gibi geleneksel üretime devam eden yerlerden bildiğimiz kadarıyla içerisinde su dolu olarak kullanıldığını düşünmeliyiz. Antik vazo resimlerinde fırının üzerinde betimlenen kapların kapaklı olmasının nedeni de içinin su dolu olmasıdır; kapak buharlaşmayla su kaybını en aza indirerek, kap içindeki suyu daha uzun tutmasını sağlamaktadır. Karamattepe demir izabe fırınlarından birinin hemen yakınında tespit edilen disk şeklindeki bir taş, betimlenen izabe fırınlarının üzerinde duran bir pişmiş toprak kabın kapağı olmalıdır. 

Fırın ağzı bir kapla kapatılmış betimler ve Karamettepe fırını canlandırması.

Fırın izabesi sonrasında artık demir dövme aşamasına geçilir. Demir üretiminde izabe sonrasında süngerimsi fırın çıktısı cüruf ve kömür parçacıklarından arındırılmak üzere dövülmelidir. Süngerimsi kütlenin fırından çıkartılışı sırasında özellikle üste doğru daralan fırınların, kısmen veya tamamen yıkılması gerekebiliyordu. Dövme sırasında doğrudan bir nesnenin şekillendirmesi yapılabileceği gibi sonrası için külçeye dönüştürmek de mümkün.

Karamattepe’de henüz dövülme aşamasına geçmemiş, süngerimsi dokuyla kalmış kütlelerin olduğunu kesitte görülen hava boşluklarından anlıyoruz. Fırın çıktısı kütlenin yabancı parçalardan arınması ve yapısının bütünleşip gözeneksiz hale gelmesi için birçok kez ısıtılıp dövülmesi gerekir. Karamattepe demir buluntularının büyük çoğunluğu dövme sürecinden kalanlardır. Dövme aşamasına geçildiğinde kütlenin yeniden ısıtılması için artık bir fırın yerine bir ocak yeterli olduğundan dövme işleminin yapıldığı mekanların tanımlanmasında bu ayrıntıya dikkat edilmelidir. Fırın tespit edilen alanlar demir izabesi yapılan üretim yerleridir, sadece ocak ve etrafında gerekli örs, su çukuru, kömür çukuru gibi izlerin bulunduğu alanlar ise demir işlikleridir. Sert çay taşlarından örsler üzerinde dövüldüğü için içbükey dairesel görünüm alan demir kütlelerden Karamattepe’de saptanmıştır. Burada demirci işliği olarak adlandırabileceğimiz, içerisinde ocakların bulunduğu mekânlar da bulunmaktadır.

Karamattepe’deki demir dövme, ok ucu yapan Pers demirciler.

 

DEMİRDEN NE ÜRETİLİYORDU?

Karamattepe antik madencilerinin üzerinde imalat yaptıkları çukurların, bulundukları yerler ve üretim süreçleri göz önüne alındığında su, kül, cevher, kömür barındırmaya yönelik oldukları, bazı ufak çukurların ısıl işlem uygulanmış ocak işlevli oldukları söylenebilir. Bunun haricinde, yine olasılıkla su amaçlı kullanıma yönelik büyük küplerin alt kısmının oturtulması için düzenlenmiş ana kaya oyukları bulunmaktadır.

Karamattepe’de demirden ne üretildiğinin tanımlanabilmesi için öncelikle demir nesnelerin tipolojik tasnifi yapıldı. Tasnif sonrasında Karamattepe demir işliklerinde hem külçe hem de nesne üretiminin varlığı açık şekilde tespit edildi. MÖ 1. binyıldan MS 2. binyıla kadar genel biçimini koruyan geleneksel dörtgen kesitli demir külçelerden Karamattepe’de de örnekler bulunmuştur. Dört ana tipe ait beş yüzü geçkin demir ok ucu, buluntular arasında öne çıkar. Burada dönem için alışılmış demir külçelerin çokça bulunmasının başlıca nedenlerinden biri de bu alanda üretilen bazı ok uçlarıdır. Bu ok uçlarından üç yüzden çok örnek bulunmuştur. Bu ok uçlarının imalatında dönemin geleneksel demir külçeleri ikiye bölünerek sap ilave edilmektedir. Bu nedenle Karamattepe’de çok sayıda demir ok ucunun yanı sıra demir külçe parçalarının bulunması da mühimmat imalatına işaret eder. Burada içerisinde ocak bulunan ve ısıl işlem uygulama izleri taşıyan dört mekânın demir dövme atölyesi olarak kullanılmış olması mümkündür. 

 

İLK PERS MÜHİMMAT İMALATHANESİ

Tüm bu veriler ve saptanan üretiminin yoğunluğu Karamattepe’nin Perslerin batı ilerleyişinde kullanılan bir işlik olduğunu kesinleştirmektedir. İzmir’de Karamattepe, Klazomenai ve Phokaia veya Van Pürneşe gibi MÖ 1. binyıl Anadolu demir işliklerine bakıldığında Karamattepe’nin kapsamlı üretimi ortadadır. Burada en az dört demir dövme işliği, açık alanda üç demir izabe fırını ve üretimin her aşamasından çok sayıda buluntu tespit edilmiştir. Karamattepe ilk metal işlik evresi MÖ 625-546, ikinci metal işlik evresi MÖ 546-510 aralıklarına tarihlenmiştir. Ayrıca Karamattepe’nin saptanan ilk Pers mühimmat imalathanesi olduğunu ve en erken tarihli demir metalürji fırınlarından üçünü barındırdığını vurgulayalım. Pers ordusu Kıta Yunanistan’daki Marathon, Thermopylon ve Plataea gibi büyük çarpışmaları gerçekleştirmeden Batı ilerleyişlerine başlamış MÖ 512’de Abdera’yı kontrollerine geçirmişlerdi. Bu nedenle Karamattepe 2. Metal İşliği evresi Sardes’in alınışından sonra kullanılmaya başlanarak aralıksız olarak Pers ordusunun batıya doğru ilerleyişi başlayana dek kullanılmış olmalıdır. Pers ordusu mühimmat imal eden zanaatkârlarla birlikte hareket ettiğinden muhtemelen Karamattepe demir işliği ilk batı ilerleyişi başladıktan sonra Persler tarafından terk edilmiş ve işlik işlevini yitirmiş olmalıdır.

Pers ordusuyla hareket eden ordu zanaatkârları özellikle de demirciler önemli bir konumda ve önemdeydi. Ordu mühimmatını yapan bu zanaatkârlar bazen komutanlar kadar ayrıcalığa sahip olabiliyorlardı. Cevherin madenden çıkışından ürün haline gelişine kadar olan sürecin mimarları demirci zanaatkârlar Persler tarafından, “teknolojinin temini” anlamını taşıdığı için önemsenmiştir. Perslerin demirci zanaatkârlara verdiği değerin günümüz madenci ve zanaatkârlarına verilmediği de ne yazık ki açıktır.

*Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Profesör Dr.

#Nif #Dağı #Karamattepenin #antik #madencileri

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.