Süratle artan döviz kuruyla birlikte enflasyon da yükseldi. Temel besin eserlerine yüzde 100’ü aşan artırımlar yapıldı. Artırımlar ve kur artışı devam ederken, halkın alım gücü de düştü. Yalnızca ekmeğe son bir yılda üç kere artırım yapıldı.
İstanbul Fırıncılar Odası’nın ağustos ayında 230 gram olan ekmek fiyatının 2 liradan 2,5 liraya çıkarılma talebi İstanbul Ticaret Odası tarafından 10 Kasım’da kabul edildi. Lakin fırınlar ortadan 1 ay geçmesine karşın ekmeğe 50 kuruşluk bir artırım yaptı. Gramajı 210’a düşürülüp 3 liraya satılan ekmeğe daha sonra tekrar artırım geldi. İstanbul’da birçok fırın ekmeği 3,5 liraya satmaya başladı. Kentte, farklı semtlerde 2,5-3,5 lira ortasında değişen fiyatlarda ekmek bulmak mümkün.
‘EKMEĞİN FİYAT EN AZ 5 LİRA OLMALI’
Geçtiğimiz yıl 106 lira olan un, bu yıl arka arda gelen artırımlarla 320 liraya fırladı. Fırıncılara nazaran ekmeğin en az 5 liradan satılması gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Halk Ekmek büfelerinde artırım yapılmayacağını, büfelerde ekmeğin 1,25 liradan satılacağını açıkladı. Hal bu türlü olunca Halk Ekmek büfelerine de büyük bir talep oldu. Birçok Halk Ekmek büfesi önünde yüzlerce metre kuyruklar oluştu.
Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi Muhtarı Sultan Aksu da kendi mahallesinde Halk Ekmek büfesi açılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne müracaatta bulundu. Lakin; büfe açılması belirlenen yerde kuyruk oluşması halinde birtakım olumsuz durumları göz önüne almak gerekti. Aksu, ülkede artan hayat pahalılığına işaret ederek, “O kadar makus durumdayız ki büfe yeri buluyoruz lakin halkın oluşturacağı inançlı kuyruk alanı bulamıyoruz” dedi.
‘OLASI BİR KUYRUKTA CAN GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE GİREBİLİR’
Aksu, “Bizim mahallede halk ekmek büfesi yok. Fırınlar yoğunlukta olduğu için haksız rekabete yol açılmasın diye fırın ve büfelerden uzak bölgelere kurulması gerekiyor. Şuraya koyalım diyeceğimiz bir alan yok. Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy Belediyesi bir yer bulsun biz oraya koyalım dedi. Bir yer gösterdik. Orada mümkün bir kuyrukta insanların can güvenliği riske girebilirdi. Bu da şunu gösteriyor. O kadar berbat durumdayız ki büfe yeri buluyoruz lakin halkın oluşturacağı inançlı kuyruk alanı bulamıyoruz. Kadıköy Belediyesi olarak bisiklet parkı olarak kullanan alanı seçtik” dedi.
‘KADIKÖY’ÜN EN FAKİR MAHALLELERİNDEN BİRİYİZ’
“Biz Kadıköy’de oturuyoruz diye varlıklı değiliz” diyen Aksu, “Merkez mahallesi olabiliriz fakat Kadıköy’ün en fakir mahallelerinden biriyiz. Bizim mahallemiz öğrenci yoğunluklu bir mahalle. Birçok emekli olmuş emekli maaşıyla yıllardır burada oturan eski komşularımız. Halk ekmeği büfesine gereksinim var mı? Doğal ki var. Ekmeğin 3,5 lira olan bir ülkede zenginlik neye nazaran ölçülür onu bilemiyorum. Ben alamıyorum mesela. 4-5 nüfuslu aileler var. Her gün 3 buçuk liradan 4 ekmek almak zorunda. 10 lirayı gözden çıkarmak zorunda bir yahut iki öğünde. Aylık olarak düşündüğümüzde hepimiz için büyük bir sayıya tekabül ediyor. Sonuçta ülkede bir kriz var. Beşerler niçin bu krizde 3,5 lira ödesinler? Varsa imkân ve alternatifimiz onlar da faydalanmak istiyorlar. Bu bir ekmekle çözülebilecek bir kriz değil. Lakin ekonomik katkı manasında rahatlatabilir. Ruhen ve ruhsal olarak rahatlayacaklardır” tabirlerini kullandı.
Kaynak: Gazeteduvar
